Yemek yemesi için zorlamayın!
Bir çok çocuğun ortak sorunu olan yemek yememe, anne ve babaları oldukça
kızdırır. Fakat uzmanlar, yemek yemek istemeyen çocukları zorlamamanın daha iyi
olacağını belirtiyor.
Yemek konusunda inatlaşılan çocuklar, yemek yemek konusunda ki aşırı hassasiyeti gören çocuklar ilerleyen zamanlarda istedikleri hertşeyi yaptırabilceklerini zannediyor ve ilerki yaşlarda ebevynler ile arasında sorun çıkıyor. Çocukların doğru beslenme şekli ailenin masa konuşma ve yemek yeme şeklinden oluşuyor. Çocuklarınıza yemek yemesi için belli bir saat koyun ve bu saat arasında onu sert bırakın kendinin yemesini sağlayın. Yemek saatinin yarım saati geçmemesi gerekiyor. Uzmanlar yemek seçen çocuklar için anne ve babaların, çocuklarının arkadaşlarını evine çağırmalı ve toplu yemek yenirken çocuğunuzun diğer besinleri yemesi daha kolay olacağını belirtiyor. Çocukluk döneminde bir gıdaya takılı kalan pek çok çocuk olur. Bu durum bazen uzun sürse de geçicidir. Çocuğunuzun bu durumu çabuk atlatmasını istiyorsanız, ona farklı şekilde farklı yiyecekler sunmayı deneyin.
Yemek konusunda inatlaşılan çocuklar, yemek yemek konusunda ki aşırı hassasiyeti gören çocuklar ilerleyen zamanlarda istedikleri hertşeyi yaptırabilceklerini zannediyor ve ilerki yaşlarda ebevynler ile arasında sorun çıkıyor. Çocukların doğru beslenme şekli ailenin masa konuşma ve yemek yeme şeklinden oluşuyor. Çocuklarınıza yemek yemesi için belli bir saat koyun ve bu saat arasında onu sert bırakın kendinin yemesini sağlayın. Yemek saatinin yarım saati geçmemesi gerekiyor. Uzmanlar yemek seçen çocuklar için anne ve babaların, çocuklarının arkadaşlarını evine çağırmalı ve toplu yemek yenirken çocuğunuzun diğer besinleri yemesi daha kolay olacağını belirtiyor. Çocukluk döneminde bir gıdaya takılı kalan pek çok çocuk olur. Bu durum bazen uzun sürse de geçicidir. Çocuğunuzun bu durumu çabuk atlatmasını istiyorsanız, ona farklı şekilde farklı yiyecekler sunmayı deneyin.
Her çiftin normali, farklılık gösterebilir!
Özellikle cinsel yaşamda hayal gücünü çok üstün şekilde tutabilen ve gittikçe
hayal gücünü genişletebilen insanlar, özellikle bu konular hakkında normal
kurallara saygılı olmuyor. Özellikle normal kuralları cinsel yaşamda insanlar
belirlerken, her insanın çiftinin isteğine göre kendi yaşamanı belirlemesi
gerekiyor.
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Berfu Günel Akbaş gerçekleştirdiği açıklama ile birlikte; “Cinsellikte şu kadar sıklıkla ilişkiye girmelisiniz, normal olan kurallar şunlardır gibi önerilerimiz yok. Her çiftin bir ritüeli vardır. Yani kimi çift haftada bir kere ilişkiye girmekten hoşlanır, kimi ayda 3 kez… Her iki örnekteki çift için de bir sıkıntı yoksa biz buna çok az diyemeyiz. Eşlerden birinin sıkıntısı var diğerinin yoksa bunun için doktora geliyorlarsa ortak nokta bulmalarına yardımcı oluyoruz. Ancak eskiye oranla çiftlerin sorunlarında azalma var. Eskiden sorun kronikleştiği için çözmek de zor oluyordu. Çünkü cinsel sorun, ilişki sorununa dönüşüyordu. Yani eşlerini arası bozulmuş oluyordu. Sorun büyümeden geldiklerinde çok daha kolay oluyor. Cinsel sorunların çözümü için doğru bilgilendirme çok önemli. Özellikle anatomi konusunda bilgi akışının daha ilk öğretimde başlaması gerekir.” dedi.
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Berfu Günel Akbaş gerçekleştirdiği açıklama ile birlikte; “Cinsellikte şu kadar sıklıkla ilişkiye girmelisiniz, normal olan kurallar şunlardır gibi önerilerimiz yok. Her çiftin bir ritüeli vardır. Yani kimi çift haftada bir kere ilişkiye girmekten hoşlanır, kimi ayda 3 kez… Her iki örnekteki çift için de bir sıkıntı yoksa biz buna çok az diyemeyiz. Eşlerden birinin sıkıntısı var diğerinin yoksa bunun için doktora geliyorlarsa ortak nokta bulmalarına yardımcı oluyoruz. Ancak eskiye oranla çiftlerin sorunlarında azalma var. Eskiden sorun kronikleştiği için çözmek de zor oluyordu. Çünkü cinsel sorun, ilişki sorununa dönüşüyordu. Yani eşlerini arası bozulmuş oluyordu. Sorun büyümeden geldiklerinde çok daha kolay oluyor. Cinsel sorunların çözümü için doğru bilgilendirme çok önemli. Özellikle anatomi konusunda bilgi akışının daha ilk öğretimde başlaması gerekir.” dedi.
Evlilik seks hayatını bitiriyor!
Evlilik seks hayatının açısından pek faydalı görülmezken, İngiltere’de
yapılan bir araştırmaya göre evlenmeden önce ortalama 4 defa cinsel ilişki
yaşayan kişilerin evliliğin ardından sonra haftada bir defa cinsel ilişki
yaşadığı bildirildi. Evlenen her 10 çiftten 6′sı bu bulguyu doğrularken, evlenen
çiftlerin sevgiliden çok arkadaş gibi yaşadıkları bulgusuna ulaştı.
Araştırmaya göre evlenen çiftlerin bu sorunu yaşamalarının asıl sebebi çiftlerin heyecanını ve neşesini kayıp etmesi bulgusu olarak gösterilirken, anket sonucu çiftlerin %59’u seks hayatılarının evlilik ile sona erme noktasına geldiğini belirtti.
Ayrıca sonuçlar 10 çiftten 8’inin devamlı olarak aynı yerde, aynı zamanda ve aynı pozisyonda seks yaptığını gösterdi. Çiftlerin %79’unun iyi bir gece uykusunu zahmetli ve yorucu sekse tercih ettikleri anlaşıldı.
Araştırmaya göre evlenen çiftlerin bu sorunu yaşamalarının asıl sebebi çiftlerin heyecanını ve neşesini kayıp etmesi bulgusu olarak gösterilirken, anket sonucu çiftlerin %59’u seks hayatılarının evlilik ile sona erme noktasına geldiğini belirtti.
Ayrıca sonuçlar 10 çiftten 8’inin devamlı olarak aynı yerde, aynı zamanda ve aynı pozisyonda seks yaptığını gösterdi. Çiftlerin %79’unun iyi bir gece uykusunu zahmetli ve yorucu sekse tercih ettikleri anlaşıldı.
Çocuklarda parmak emme alışkanlığı
Belli bir yaşa kadar parmak emmesine izin verilen çocuklar, 2.5 ile 3
yaşlarından itibaren parmak emmesini engellemek gerekiyor. Bu amaçla çocuğun
ağzına özel olarak protezler yapılabilecekken, gerekirse psikolojik desteklerin
alınması gerektiği de bildirilirken sonuç olarak altıncı aydan sonra bebeğin
ağız ve diş bakımının başlanmasına gerektiği bildiriliyor.
Dişleri kaşındığı için ilk altı aylık dönemde çocuğun parmağını emmesi oldukça normal olarak karşılanabilecekken, 2.5 ile 3 yaşlarından itibaren bu işlemin kalp, böbrek ve romatizmal rahatsızlıkları beraberinde getirebileceği belirtiliyor. Çocuğun süt dişlerinin sağlığının ilerleyen gençlik dönemlerinde daimi dişlerin sağlığı için oldukça gerekli olduğunu bildiren yetkililer, açıklamasının sonunda ise parmak emme sıklığı gittikçe artıyor ve ilerleyen yaşlarda devam ediyorsa çocuğunuzun ilerleyen dönemlerde sigara tüketimi gerçekleştirebileceğini belirtiyor.
Dişleri kaşındığı için ilk altı aylık dönemde çocuğun parmağını emmesi oldukça normal olarak karşılanabilecekken, 2.5 ile 3 yaşlarından itibaren bu işlemin kalp, böbrek ve romatizmal rahatsızlıkları beraberinde getirebileceği belirtiliyor. Çocuğun süt dişlerinin sağlığının ilerleyen gençlik dönemlerinde daimi dişlerin sağlığı için oldukça gerekli olduğunu bildiren yetkililer, açıklamasının sonunda ise parmak emme sıklığı gittikçe artıyor ve ilerleyen yaşlarda devam ediyorsa çocuğunuzun ilerleyen dönemlerde sigara tüketimi gerçekleştirebileceğini belirtiyor.
İdrar yolu enfeksiyonları böbrek yetmezliğine gidebiliyor
Çocukların yüzde 1-2′sinde görülen idrar yolu enfeksiyonu ciddiye alınması
gereken en önemli sağlık sorunları arasında yer alıyor. Erken tanı ve tedavi
yapılamazsa, böbrek yetmezliğiyle bile sonuçlanabiliyor. Üroloji Uzmanı Prof.
Dr. Ferruh şimşek çocukluk çağındaki idrar yolu enfeksiyonlarının çok iyi
araştırılması konusunda aileleri uyarıyor.
İdrar yolu enfeksiyonları çocukların sağlığı açısından en fazla dikkat edilmesi gereken sorunların başında geliyor. Özellikle yüksek ateş söz konusu olduğunda idrar yolu enfeksiyonlarının da muhakkak akla getirilmesi ve bu yönde de inceleme yapılması gerekiyor. Ateşin yanı sıra, ateş, üşüme, bulantı, kusma, karın, sırt ağrısı, huzursuzluk gibi belirtiler de idrar yolu enfeksiyonlarında sıklıkla gözleniyor.
Kalıcı hasara yol açıyor
Acıbadem Hastanesi Kadıköy Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ferruh Şimşek, idrar yolu enfeksiyonlarının çocuğun üriner sisteminde yaşamı tehdit edici ve kalıcı hasara neden olabileceğini belirtiyor. Bu tip enfeksiyonlarda çocuğun mümkün olduğu kadar çabuk tedavi edilmesinin gerekliliğinin altını çizen Prof. Dr. Ferruh Şimşek, şöyle devam ediyor: “Çocuk ürolojisi bugün üroloji biliminin en önemli ana dallarından biridir. Tüm çocukların böbrek, idrar yolları, genital organlarının gelişimi, anormallikleri ve bu sistemleri tutan her türlü hastalıklar çocuk ürolojisinin kapsamına girer. Çocuk üroloğu çocuğu daha anne karnındayken izlemeye başlar ve ergenlik yaşının sonuna kadar ortaya çıkan her türlü sorunla ilgilenir. Çocuklardaki üriner sistem enfeksiyonlarını erişkinlerden ayrı bir problem olarak değerlendirmek gerekir. Çocukta enfeksiyon tek başına bir hastalık olarak kabul edilmez. Mutlaka buna yol açan, altta yatan bir neden araştırılmalıdır. Çoğu kez üriner sistem yani böbrekler ve idrar yollarında var olan bir anormallik veya bir rahatsızlığın sonucu enfeksiyon olur. O halde sadece ilaç vererek enfeksiyonu ortadan kaldırmak yetmez. Eğer altta yatan neden araştırılıp tedavi edilmezse enfeksiyon tekrarlayacaktır.”
Enfeksiyon tipleri
Çocuklardaki üriner enfeksiyonlar; sistit dediğimiz idrar kesesi iltihaplanmaları veya pyelonefrit dediğimiz böbreğe ulaşan enfeksiyonlar şeklinde olabiliyor. Gereğince tedavi edilmezse ileride böbreklerde hasara yol açan sorunlar gündeme gelebiliyor. Prof. Dr. Ferruh Şimşek çocuklarda görülen tıbbi adı vezikoüreteral reflü olan idrarın geri kaçış sorununun da çocukluk çağında ciddi sorunlara neden olduğunu belirterek şunları söylüyor:
“İdrar bir kez böbreklerden mesaneye girdi mi artık bir daha idrar borularına ve böbreklere geri kaçmaz. Bunu sağlayan mekanizma idrar borularının mesaneye giriş yerlerindeki yapılarının taşıdığı özelliklerdir. Aynı su depolarındaki check valflar gibi. Ancak çocukların bazılarında doğuştan bu yapılarda anormallikler olur ve idrar geri kaçak yapar. Bunun en önemli bulgusu da tekrarlayan idrar yolları iltihaplanmalarıdır. Bu enfeksiyonlar böbreğe ulaştığında yüksek ateşle seyreder ve böbreklerde hasarlara yol açabilir.
Tekrarlayan enfeksiyonları olan çocukların yüzde 30-50′sinde, bu kaçak, çeşitli derecelerde saptanabilir. Eğer kaçak araştırılıp giderilmezse sorun ortadan kalkmaz ve çocuk bir risk altında büyür. Bugün ülkemizde böbrek nakli ve kronik dializ gerektiren hastalıkların başında, zamanında tespit edilip tedavisi sağlanmamış böbrek enfeksiyonlarına bağlı olarak oluşmuş böbrek hasarları gelmektedir. Batılı ülkelerde zamanında tedaviler ve taramalar yapıldığı için bu tablolar sıralamada ilk yerleri tutmazlar. Çocukken sorunu saptayıp gidermek daha kolay ve tabii ki, dializ ve böbrek nakline göre çok daha ucuzdur.”
İdrar kaçırmaları
Hem çocuğu hem de aileyi olumsuz etkileyen sağlık sorunlarından birini de idrar kaçırmaları oluşturuyor. Bazen yalnızca gece işemeleri şeklinde görülen idrar kaçırmalarında genellikle üriner sistem anormalliği görülmüyor.
Ama çocuk gündüzleri de idrar kaçırıyorsa, özellikle mesanenin çalışması açısından bir anormalliğin akla getirilmesi gerekiyor. Bu çocukların sık tuvalete gittiklerini, aniden sıkıştıklarını, tuvalete yetişene kadar damla damla ıslattıklarını belirten Prof. Dr. Ferruh Şimşek, “Aile genellikle bu durumu oyuna dalma veya tembellik etme gibi yorumlayıp çocuktur diye üzerinde durmaz. Oysa bu çocukların mesaneleri anormal ve kontrolsüz çalıştığı için bu durum meydana gelmektedir. Mesanenin yüksek basınçlarla anormal çalışması bazı durumlarda böbreklere de zarar verecek niteliktedir” uyarısında bulunuyor.
Genital anormallikler
Peniste idrar deliğinin normal yerinde açılmaması (hipospadias, epispadias), testislerin torba içine inmemiş olması, genital organlarda gelişme gerilikleri, peniste eğrilik, gömülü penis,genital anormallikler grubuna girer. Bu sorunların çocuk daha bilincini tam kazanmadan doğru şekilde saptanması ve giderilmesinin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Ferruh Şimşek, “Aksi halde hem genel sağlığı bozulacak hem de psikolojik olarak çok olumsuz etkilenecektir. Bu sebeple vakit geçirmeden tam teşekküllü bir merkeze başvurarak, sorunu bir an önce çözmek gerekir” diye ekliyor.
İdrar yolu enfeksiyonları çocukların sağlığı açısından en fazla dikkat edilmesi gereken sorunların başında geliyor. Özellikle yüksek ateş söz konusu olduğunda idrar yolu enfeksiyonlarının da muhakkak akla getirilmesi ve bu yönde de inceleme yapılması gerekiyor. Ateşin yanı sıra, ateş, üşüme, bulantı, kusma, karın, sırt ağrısı, huzursuzluk gibi belirtiler de idrar yolu enfeksiyonlarında sıklıkla gözleniyor.
Kalıcı hasara yol açıyor
Acıbadem Hastanesi Kadıköy Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ferruh Şimşek, idrar yolu enfeksiyonlarının çocuğun üriner sisteminde yaşamı tehdit edici ve kalıcı hasara neden olabileceğini belirtiyor. Bu tip enfeksiyonlarda çocuğun mümkün olduğu kadar çabuk tedavi edilmesinin gerekliliğinin altını çizen Prof. Dr. Ferruh Şimşek, şöyle devam ediyor: “Çocuk ürolojisi bugün üroloji biliminin en önemli ana dallarından biridir. Tüm çocukların böbrek, idrar yolları, genital organlarının gelişimi, anormallikleri ve bu sistemleri tutan her türlü hastalıklar çocuk ürolojisinin kapsamına girer. Çocuk üroloğu çocuğu daha anne karnındayken izlemeye başlar ve ergenlik yaşının sonuna kadar ortaya çıkan her türlü sorunla ilgilenir. Çocuklardaki üriner sistem enfeksiyonlarını erişkinlerden ayrı bir problem olarak değerlendirmek gerekir. Çocukta enfeksiyon tek başına bir hastalık olarak kabul edilmez. Mutlaka buna yol açan, altta yatan bir neden araştırılmalıdır. Çoğu kez üriner sistem yani böbrekler ve idrar yollarında var olan bir anormallik veya bir rahatsızlığın sonucu enfeksiyon olur. O halde sadece ilaç vererek enfeksiyonu ortadan kaldırmak yetmez. Eğer altta yatan neden araştırılıp tedavi edilmezse enfeksiyon tekrarlayacaktır.”
Enfeksiyon tipleri
Çocuklardaki üriner enfeksiyonlar; sistit dediğimiz idrar kesesi iltihaplanmaları veya pyelonefrit dediğimiz böbreğe ulaşan enfeksiyonlar şeklinde olabiliyor. Gereğince tedavi edilmezse ileride böbreklerde hasara yol açan sorunlar gündeme gelebiliyor. Prof. Dr. Ferruh Şimşek çocuklarda görülen tıbbi adı vezikoüreteral reflü olan idrarın geri kaçış sorununun da çocukluk çağında ciddi sorunlara neden olduğunu belirterek şunları söylüyor:
“İdrar bir kez böbreklerden mesaneye girdi mi artık bir daha idrar borularına ve böbreklere geri kaçmaz. Bunu sağlayan mekanizma idrar borularının mesaneye giriş yerlerindeki yapılarının taşıdığı özelliklerdir. Aynı su depolarındaki check valflar gibi. Ancak çocukların bazılarında doğuştan bu yapılarda anormallikler olur ve idrar geri kaçak yapar. Bunun en önemli bulgusu da tekrarlayan idrar yolları iltihaplanmalarıdır. Bu enfeksiyonlar böbreğe ulaştığında yüksek ateşle seyreder ve böbreklerde hasarlara yol açabilir.
Tekrarlayan enfeksiyonları olan çocukların yüzde 30-50′sinde, bu kaçak, çeşitli derecelerde saptanabilir. Eğer kaçak araştırılıp giderilmezse sorun ortadan kalkmaz ve çocuk bir risk altında büyür. Bugün ülkemizde böbrek nakli ve kronik dializ gerektiren hastalıkların başında, zamanında tespit edilip tedavisi sağlanmamış böbrek enfeksiyonlarına bağlı olarak oluşmuş böbrek hasarları gelmektedir. Batılı ülkelerde zamanında tedaviler ve taramalar yapıldığı için bu tablolar sıralamada ilk yerleri tutmazlar. Çocukken sorunu saptayıp gidermek daha kolay ve tabii ki, dializ ve böbrek nakline göre çok daha ucuzdur.”
İdrar kaçırmaları
Hem çocuğu hem de aileyi olumsuz etkileyen sağlık sorunlarından birini de idrar kaçırmaları oluşturuyor. Bazen yalnızca gece işemeleri şeklinde görülen idrar kaçırmalarında genellikle üriner sistem anormalliği görülmüyor.
Ama çocuk gündüzleri de idrar kaçırıyorsa, özellikle mesanenin çalışması açısından bir anormalliğin akla getirilmesi gerekiyor. Bu çocukların sık tuvalete gittiklerini, aniden sıkıştıklarını, tuvalete yetişene kadar damla damla ıslattıklarını belirten Prof. Dr. Ferruh Şimşek, “Aile genellikle bu durumu oyuna dalma veya tembellik etme gibi yorumlayıp çocuktur diye üzerinde durmaz. Oysa bu çocukların mesaneleri anormal ve kontrolsüz çalıştığı için bu durum meydana gelmektedir. Mesanenin yüksek basınçlarla anormal çalışması bazı durumlarda böbreklere de zarar verecek niteliktedir” uyarısında bulunuyor.
Genital anormallikler
Peniste idrar deliğinin normal yerinde açılmaması (hipospadias, epispadias), testislerin torba içine inmemiş olması, genital organlarda gelişme gerilikleri, peniste eğrilik, gömülü penis,genital anormallikler grubuna girer. Bu sorunların çocuk daha bilincini tam kazanmadan doğru şekilde saptanması ve giderilmesinin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Ferruh Şimşek, “Aksi halde hem genel sağlığı bozulacak hem de psikolojik olarak çok olumsuz etkilenecektir. Bu sebeple vakit geçirmeden tam teşekküllü bir merkeze başvurarak, sorunu bir an önce çözmek gerekir” diye ekliyor.
Deri altı implantı ile 3 yıl koruma
Doğum kontrol yöntemleri arasında bulunan deri altı implantı, 3 yıl boyunca
yüksek oranda kadınların korunmasını sağlıyor. Tek çubuklu doğum kontrol
implantı deri altına yerleştiriliyor ve biyolojik olarak parçalanmıyor.
İmplanon’un uzunluğu 4 cm, çapı ise 0.2 cm’dir. Deri altı implantı,
bu konuda bilgili olan kişiler tarafından yerleştirilmelidir. Bu çubuk
etonogestrel isimli bir progestajen hormon salgılar ve bu hormon desogestrel
isimli bir hormonun aktif bir metabolitidir.
Deri Altı İmplantı Uygulanması
Kolunuzun iç kısmı solüsyon yardımı ile iyice temizlenir. Lokal anestesi uygulanarak çubuk kolun iç kısmına yerleştirilir.
Uyarı ve Önlemler
Hamile ve emziren kadınlarda kullanılması sakıncalıdır. Göğüs kanseri olan kadınlar, mutlaka uzman bir doktora danışmalıdır. Diyabetik, tromboz, cerrahi veya immobilizasyon durumlarına karşı dikkat etmekte fayda var.
Deri Altı İmplantı Yan Etkileri
Ciltte sivilce, göğüs hassasiyeti, alopezi, baş ağrısı, libido ve kilo artışı yapabilir. 3 yıldan fazla kullanılması önerilmez. Hasta 3 yıl içinde istediği zaman implantı çıkartabilir.
Deri Altı İmplantı Uygulanması
Kolunuzun iç kısmı solüsyon yardımı ile iyice temizlenir. Lokal anestesi uygulanarak çubuk kolun iç kısmına yerleştirilir.
Uyarı ve Önlemler
Hamile ve emziren kadınlarda kullanılması sakıncalıdır. Göğüs kanseri olan kadınlar, mutlaka uzman bir doktora danışmalıdır. Diyabetik, tromboz, cerrahi veya immobilizasyon durumlarına karşı dikkat etmekte fayda var.
Deri Altı İmplantı Yan Etkileri
Ciltte sivilce, göğüs hassasiyeti, alopezi, baş ağrısı, libido ve kilo artışı yapabilir. 3 yıldan fazla kullanılması önerilmez. Hasta 3 yıl içinde istediği zaman implantı çıkartabilir.
Çocuklarda alt ıslatma problemi nedenleri
Çocukların gece yada gündüz sürekli alt ıslatmalarının nedeni bir hastalık
olabilir. 5 yaşını doldurmuş bir çocuk istem dışı altını ıslatıyorsa Enürezis
hastalığı kapınızda demektir. Enürezis hastalığı; mesane kapasitesinin düşük
olması, uyanmada güçlük çekme, gece idrar üretiminin fazla olması gibi
nedenlerden dolayı ortaya çıkmaktadır. Çocuklar bu nedenle haftada en az 2 defa
uykularında altlarını ıslatırlar.

Enürezis hastalığına erkek çocuklarında daha sık rastlanmaktadır. Genetik nedenlerden dolayı erkek çocukların Enürezis olma riski kız çocuklarına göre daha yüksektir.
İdrar konsantrasyon bozuklukları, tiroid bozuklukları, üriner sisteminin yapısal bozuklukları, bazı enfeksiyonlar, idrartorbası hastalığı veya dikkat eksikliği çocukların idrar kaçırmalarında önemli rol oynayan diğer nedenlerdir.
Alınması Gereken Önlemler ve Tedavi
Bu hastalığın tedavisi için ebeveynlere büyük rol düşüyor. Anne-babanın çocuğu ile kurduğu ilişki tedaviyi olumlu veya olumsuz etkileyebilmektedir. Çocuğunuza sevginizi gösterin.
Alınması gereken önlemler arasında, çocuk gece uyumadan önce mutlaka tuvalete çıkarılmalıdır. Çocuğunuz sabahları altını ıslatmadan kalktığı zaman onu ödüllendirin. Ödüllendirme yöntemi Enürezis hastalığını yenmede son derece önemlidir. Bu yöntem çocuğunuzun kendisine olan güvenini kazanmasını sağlayacaktır.
Enürezis hastalığına erkek çocuklarında daha sık rastlanmaktadır. Genetik nedenlerden dolayı erkek çocukların Enürezis olma riski kız çocuklarına göre daha yüksektir.
İdrar konsantrasyon bozuklukları, tiroid bozuklukları, üriner sisteminin yapısal bozuklukları, bazı enfeksiyonlar, idrartorbası hastalığı veya dikkat eksikliği çocukların idrar kaçırmalarında önemli rol oynayan diğer nedenlerdir.
Alınması Gereken Önlemler ve Tedavi
Bu hastalığın tedavisi için ebeveynlere büyük rol düşüyor. Anne-babanın çocuğu ile kurduğu ilişki tedaviyi olumlu veya olumsuz etkileyebilmektedir. Çocuğunuza sevginizi gösterin.
Alınması gereken önlemler arasında, çocuk gece uyumadan önce mutlaka tuvalete çıkarılmalıdır. Çocuğunuz sabahları altını ıslatmadan kalktığı zaman onu ödüllendirin. Ödüllendirme yöntemi Enürezis hastalığını yenmede son derece önemlidir. Bu yöntem çocuğunuzun kendisine olan güvenini kazanmasını sağlayacaktır.
Doğum kontrolü hakkında yanlış bilinenler
Hamileliği önlemek için yapılan bazı davranışlar hakkında doğru bilinen
yanlışlar var! Cinsel birleşme sonrasında gebe kalma riskini en aza indirmek
için yaptıklarınızın pek bir faydası olmayabiliyor. Gebe kalma riskini en aza
indirmek için uzman doktorlardan tavsiyeler alınmalıdır. Kulaktan dolma bilgiler
sizi yanıltmasın. Hem sadece yanılmakla kalmıyor bazı sağlık sorunları da
yaşabiliyorsunuz.

Vajina yıkanırsa gebe kalınmaz!
Cinsel birleşme sonrasında vajinanın yıkanması yanlış bir davranıştır. Bu uygulama gebe kalmanızı önlemenin aksine sizin sağlığınızı tehlikye atar. Boşalma sonrasında spermler rahim içine girer. Fakat vajina yıkansa bile bu uygulama sizi gebe kalma riskinden korumaz.
İlk ilişkide hamile kalınmaz!
İlk ilişkide hamile kalınmaz diye bir şey yok. Eğer kadının yumurtlama dönemine denk gelen bir ilişki ise hamilelik riski yüksektir. Kızlık zarının yırtılıp kanaması hamileliği önlemez.
İlişkiden sonra ayağa kalmak
Birçok çift cinsel birleşme sonrasında ayağı kalktığında gebeliği önleyeceğini düşünüyorlar. Buda yanlış bilinenler arasında. Bu yöntem gebelik riskini düşürebilir doğru ama tamamen engellendiği söylenemez. Ayağa kalkmak spermin vajina içine girişini engellemez. Mutlaka rahim içinde bir miktar meni kalır ve bu meni gebelik için yeterlidir.
İsteksiz kadın hamile kalmaz!
Çok eskiden beri bilinen bir diğer yanlışta kadının orgazm olmamasında gebe kalmayacağıdır. Kadın orgazm olduğu zaman rahim duvarındaki kaslar kasılır ve spermin rahme girişi kolaylaşır. Bu nedenle birçok kadın orgazm olmayı reddeder. Ancak bu yönteminde hiç bir doğruluğu yoktur. Kadın orgazm olsada olmasa da gebelik riski bulunur.
Vajina yıkanırsa gebe kalınmaz!
Cinsel birleşme sonrasında vajinanın yıkanması yanlış bir davranıştır. Bu uygulama gebe kalmanızı önlemenin aksine sizin sağlığınızı tehlikye atar. Boşalma sonrasında spermler rahim içine girer. Fakat vajina yıkansa bile bu uygulama sizi gebe kalma riskinden korumaz.
İlk ilişkide hamile kalınmaz!
İlk ilişkide hamile kalınmaz diye bir şey yok. Eğer kadının yumurtlama dönemine denk gelen bir ilişki ise hamilelik riski yüksektir. Kızlık zarının yırtılıp kanaması hamileliği önlemez.
İlişkiden sonra ayağa kalmak
Birçok çift cinsel birleşme sonrasında ayağı kalktığında gebeliği önleyeceğini düşünüyorlar. Buda yanlış bilinenler arasında. Bu yöntem gebelik riskini düşürebilir doğru ama tamamen engellendiği söylenemez. Ayağa kalkmak spermin vajina içine girişini engellemez. Mutlaka rahim içinde bir miktar meni kalır ve bu meni gebelik için yeterlidir.
İsteksiz kadın hamile kalmaz!
Çok eskiden beri bilinen bir diğer yanlışta kadının orgazm olmamasında gebe kalmayacağıdır. Kadın orgazm olduğu zaman rahim duvarındaki kaslar kasılır ve spermin rahme girişi kolaylaşır. Bu nedenle birçok kadın orgazm olmayı reddeder. Ancak bu yönteminde hiç bir doğruluğu yoktur. Kadın orgazm olsada olmasa da gebelik riski bulunur.
Erkeklerde kısırlık nedenleri ve tedavisi
Çocuk sahibi olmak isteyen erkeklerin en büyük sorunudur, kısırlık. Kadınları
olduğu kadar erkekleride esir olan bu soruna gelişen teknoloji ile çare var!
Çocuk sahibi olamayan çiftlerin öncelikle iyi bir araştırmadan geçmesi
gerekiyor. Erkekteki kısırlığın nedeni araştırılarak neden bağlı tedavi
yöntemleri uygulanmaktadır.

Erkeklerin çocuk sahibi olmasını engelleyen problemlerin başında sperm sayısının düşüklüğü ve spermlerin yavaş hareket etmesi gelir. Yumurtayı dölleyebilmek için gerekli miktardan az ve düzgün şekillenmeyen spermler çocuk sahibi olmanızı engeller. Spermlerin dışarıya çıkmasını engelleyen kanal tıkanıkları kısırlık nedenidir.
Doktorunuz ile ayrıntılı bir görüşme yaparak bazı testler sonucunda çocuk sahibi olmanızı engelleyen neden bulunmalıdır. Bunun için yapılan testler ise şunlardır;
Sperm Testi (Sperm Tahlili, Spermiogram)
Her doktor mutlaka sizden sperm testi isteyecektir. Erkeğin orgazm olduğunda dışarıya çıkan sıvı(meni), spermi besleyerek korur. Meninin toplanıp incelenmesi sonrasında spermlerin miktarı ve kalitesi ölçülür. İlişki sırasında kondom kullanarak yada mastürbasyonla steril bir kap içine meniyi toplayarak doktorunuza vereceksiniz. Doktorunuz da bu menin incelenmesini sağlayacaktır.
İncelenen menide;
Hareket eden spermlerin yüzdesi (hareketlilik),
Erkeğin ne kadar çok meni verdiği (hacim),
Spermlerin şekilleri düzgün mü? (morfoloji)
Meninin her mililitresindeki sperm sayısı (konsantrasyon),
Üreme sisteminizde bir enfeksiyon olup olmadığı,
Meni örneğindeki toplam sperm sayısı (toplam sayı) ortaya çıkacaktır.
Sperm testinin farklı bir zaman da tekrarlanması istenebilir. Bunun nedeni, farklı zamanda farklı sonuçlara ulaşılabilmesidir. İkinci testin ardından kesin sonuç elde edilir. Sperm testinden önce 2-5 gün arası hiç bir şekilde ilşkiye girmemeniz veya mastürbasyon yapmamanız gerekir.
Hormon Testi
Hormonlar sperm üretimini, seks yapabilme yeteneğinizi ve isteğinizi konrtol ettiği için erkekte hormon testide istenir. Hormonların eksik veya fazla olmasıda problem yaratmaktadır. Erkekte bulunan FSH ve testosteron hormonlarnın doğru seviyede olup olmadığı bu test ile ortaya çıkar. Gerekli görüldüğü durumlarda LH, estradiol veya prolaktin gibi hormon testleride dotorunuz tarafından istenebilir.
Diğer Testler
Çoğu erkekte istenmeyen ama gerekli görüldüğü durumlarda yapılan başka testlerde bulunur. Sperm ve hormon testlerinin normal olmadığı durumlarda istenmektedir. Bunlar;
Vitalite testi( canlı sperm olup olmadığı)
Antisperm antikor testi (spermlerin normal hareketini zorlaştıran antikorlar bağlı olup olmadığı)
Peroksidaz boyaması veya meni kültürü( Meniyi etkileyen enfeksiyonun olup olmadığı)
İleri Testler
Yukarıda saymış olduğumuz testlerin yapılması sonucu problemin nedeni halen öğrenilemediyse;
Hipoozmotik şişme testi (spermin dış zarı sağlam mı hasarlı mı?)
Bilgisayarlı sperm tahlili (spermleriniz gerektiği gibi hareket ediyor mu?)
Sperm DNA tetkiki (spermlerinizde aşırı miktarda DNA hasarı veya kırılganlığı var mı? ) testleri yapılır.
Genetik Test
Erkekteki sperm sayısının çok az yada sıfır olması durumda Genetik Test yapılır. Bu test, sperm üretmenizi engelleyen bir anormallik olup olmadığını görmek için yapılmaktadır. Spermlerinizde kromozom var mı, kromozom arızası var mı ve sperm kanallarınız tıkalı mı? diye bilgi veren bir testtir.
Doktorun isteyeceği bu testler sonucunda erkeklerdeki sorunun ortadan kaldırılması sağlanır. ilaç tedavisi, mikrocerrahi, endoskopi uygulanabilir. Sorun kesin olarak ortadan kaldırılamasa bile kısmen düzelme sağlanır ve üreme tekniklerinden yüksek başarı elde edilebilir. Erkeğin laboratuarda hazırlanan spermleri aşılama yöntemi ile kadına verilir. Daha ileriki sorunlar için ise mikroenjeksiyon (tüp bebek) uygulaması son çaredir.
Erkekte kısırlık nedenleri
Erkeklerin çocuk sahibi olmasını engelleyen problemlerin başında sperm sayısının düşüklüğü ve spermlerin yavaş hareket etmesi gelir. Yumurtayı dölleyebilmek için gerekli miktardan az ve düzgün şekillenmeyen spermler çocuk sahibi olmanızı engeller. Spermlerin dışarıya çıkmasını engelleyen kanal tıkanıkları kısırlık nedenidir.
Doktorunuz ile ayrıntılı bir görüşme yaparak bazı testler sonucunda çocuk sahibi olmanızı engelleyen neden bulunmalıdır. Bunun için yapılan testler ise şunlardır;
Sperm Testi (Sperm Tahlili, Spermiogram)
Her doktor mutlaka sizden sperm testi isteyecektir. Erkeğin orgazm olduğunda dışarıya çıkan sıvı(meni), spermi besleyerek korur. Meninin toplanıp incelenmesi sonrasında spermlerin miktarı ve kalitesi ölçülür. İlişki sırasında kondom kullanarak yada mastürbasyonla steril bir kap içine meniyi toplayarak doktorunuza vereceksiniz. Doktorunuz da bu menin incelenmesini sağlayacaktır.
İncelenen menide;
Hareket eden spermlerin yüzdesi (hareketlilik),
Erkeğin ne kadar çok meni verdiği (hacim),
Spermlerin şekilleri düzgün mü? (morfoloji)
Meninin her mililitresindeki sperm sayısı (konsantrasyon),
Üreme sisteminizde bir enfeksiyon olup olmadığı,
Meni örneğindeki toplam sperm sayısı (toplam sayı) ortaya çıkacaktır.
Sperm testinin farklı bir zaman da tekrarlanması istenebilir. Bunun nedeni, farklı zamanda farklı sonuçlara ulaşılabilmesidir. İkinci testin ardından kesin sonuç elde edilir. Sperm testinden önce 2-5 gün arası hiç bir şekilde ilşkiye girmemeniz veya mastürbasyon yapmamanız gerekir.
Hormon Testi
Hormonlar sperm üretimini, seks yapabilme yeteneğinizi ve isteğinizi konrtol ettiği için erkekte hormon testide istenir. Hormonların eksik veya fazla olmasıda problem yaratmaktadır. Erkekte bulunan FSH ve testosteron hormonlarnın doğru seviyede olup olmadığı bu test ile ortaya çıkar. Gerekli görüldüğü durumlarda LH, estradiol veya prolaktin gibi hormon testleride dotorunuz tarafından istenebilir.
Diğer Testler
Çoğu erkekte istenmeyen ama gerekli görüldüğü durumlarda yapılan başka testlerde bulunur. Sperm ve hormon testlerinin normal olmadığı durumlarda istenmektedir. Bunlar;
Vitalite testi( canlı sperm olup olmadığı)
Antisperm antikor testi (spermlerin normal hareketini zorlaştıran antikorlar bağlı olup olmadığı)
Peroksidaz boyaması veya meni kültürü( Meniyi etkileyen enfeksiyonun olup olmadığı)
İleri Testler
Yukarıda saymış olduğumuz testlerin yapılması sonucu problemin nedeni halen öğrenilemediyse;
Hipoozmotik şişme testi (spermin dış zarı sağlam mı hasarlı mı?)
Bilgisayarlı sperm tahlili (spermleriniz gerektiği gibi hareket ediyor mu?)
Sperm DNA tetkiki (spermlerinizde aşırı miktarda DNA hasarı veya kırılganlığı var mı? ) testleri yapılır.
Genetik Test
Erkekteki sperm sayısının çok az yada sıfır olması durumda Genetik Test yapılır. Bu test, sperm üretmenizi engelleyen bir anormallik olup olmadığını görmek için yapılmaktadır. Spermlerinizde kromozom var mı, kromozom arızası var mı ve sperm kanallarınız tıkalı mı? diye bilgi veren bir testtir.
Erkekte Kısırlık Tedavisi
Doktorun isteyeceği bu testler sonucunda erkeklerdeki sorunun ortadan kaldırılması sağlanır. ilaç tedavisi, mikrocerrahi, endoskopi uygulanabilir. Sorun kesin olarak ortadan kaldırılamasa bile kısmen düzelme sağlanır ve üreme tekniklerinden yüksek başarı elde edilebilir. Erkeğin laboratuarda hazırlanan spermleri aşılama yöntemi ile kadına verilir. Daha ileriki sorunlar için ise mikroenjeksiyon (tüp bebek) uygulaması son çaredir.
Erkeklerde doğum kontrol yöntemi
Bebek sahibi olmak istemeyen yada henüz vaktin erken olduğunu düşünen
çiftler, doğum kontrol yöntemlerinden faydalanırlar. Ülkemizde doğum kontrol
yöntemleri genellikle kadın ağırlıklıdır. Gebe kalma korkusu yaşamak istemeyen
kadınların birçoğu kordon bağlatmayı tercih ederler. Ama artık kordon bağlama
işlemi erkeklere de uygulanıyor.

Yurt dışında yaygın olan bu yöntem artık Türkiye’de de uygulanıyor. Gebe kalma korkusu yaşamayan çiftler, daha kaliteli bir cinsel ilişki yaşıyorlar. Avrupa Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi doktorlarından Op. Dr. Serhat Partalcı, erkelerde kordon bağlatma yöntemini açıklıyor:
“Erkeklerde doğum kontrol yöntemi olan tüplerin bağlanması (vazektomin), bebek sahibi olmak istemeyen çiftler için çok etkili bir yöntem. Bu yöntemle gebe kalma riski neredeyse hiç yok. Ülkemizde prezervatif, doğum kontrol hapları, geri çekme, takvim yöntemi, spiral(rahim içi araç) gibi yöntemler daha sık uygulanmaktadır. Bazı kadınların ilaç kullanmayı reddettikleri gibi erkelerde prezervatifi tercih etmiyorlar. Diğer yöntemlere göre kordon bağlanması oldukça avantajlı.
Erkeklerde kordon bağlama yöntemi nasıl uygulanıyor?
Uzun yıllardır kadınlarda uygulanan bu yöntem genel anestezi altında yapılmaktadır. Oysa ki erkeklerde bu işlem lokal anestezi ile uygulanıyor. Bu yöntem sonrası erkeklerin hastanede yatması da gerekmiyor. Oldukça basit olan bu işlem dikkatli bir hekim tarafından hijyenik bir ortamda yapılmalıdır. Ameliyatta sperm kanalının sperm geçmesine engel olacak şekilde kesilir ve bağlanır.
Tür erkekleri bu yöntemi pek bilmiyor, bilenler ise cinsel yaşamlarında sorun olacağı korkusu ile tercih etmiyorlar. Bu yöntemi genellikle 40 yaş üzeri erkekler ve daha önceden çocuk sahibi olmuş artık çocuk istemeyenler tercih ediyor.
Yurt dışında yaygın olan bu yöntem artık Türkiye’de de uygulanıyor. Gebe kalma korkusu yaşamayan çiftler, daha kaliteli bir cinsel ilişki yaşıyorlar. Avrupa Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi doktorlarından Op. Dr. Serhat Partalcı, erkelerde kordon bağlatma yöntemini açıklıyor:
“Erkeklerde doğum kontrol yöntemi olan tüplerin bağlanması (vazektomin), bebek sahibi olmak istemeyen çiftler için çok etkili bir yöntem. Bu yöntemle gebe kalma riski neredeyse hiç yok. Ülkemizde prezervatif, doğum kontrol hapları, geri çekme, takvim yöntemi, spiral(rahim içi araç) gibi yöntemler daha sık uygulanmaktadır. Bazı kadınların ilaç kullanmayı reddettikleri gibi erkelerde prezervatifi tercih etmiyorlar. Diğer yöntemlere göre kordon bağlanması oldukça avantajlı.
Erkeklerde kordon bağlama yöntemi nasıl uygulanıyor?
Uzun yıllardır kadınlarda uygulanan bu yöntem genel anestezi altında yapılmaktadır. Oysa ki erkeklerde bu işlem lokal anestezi ile uygulanıyor. Bu yöntem sonrası erkeklerin hastanede yatması da gerekmiyor. Oldukça basit olan bu işlem dikkatli bir hekim tarafından hijyenik bir ortamda yapılmalıdır. Ameliyatta sperm kanalının sperm geçmesine engel olacak şekilde kesilir ve bağlanır.
Tür erkekleri bu yöntemi pek bilmiyor, bilenler ise cinsel yaşamlarında sorun olacağı korkusu ile tercih etmiyorlar. Bu yöntemi genellikle 40 yaş üzeri erkekler ve daha önceden çocuk sahibi olmuş artık çocuk istemeyenler tercih ediyor.
Akraba evliliğinin sakıncaları nelerdir?
Akraba evliliklerinin sebep olduğu en büyük sorun, çocukların hayata
gözlerini özürlü olarak açmalarıdır. Dünyada binlerce çocuk bu yüzden
hayatlarını bahtiyar olarak geçiremiyorlar. Akraba evlilikleri daha bunun gibi
birçok soruna neden teşkil ediyor.

Bizim ülkemizdeki evliliklerin %20′si akraba evliliği. Akraba evliliği yapan çiftlerin çocuklarının özürlü doğma olasılığı oldukça yüksek. Ayrıca doğacak olan çocukta özürlü doğma riski gibi kalıcı sağlık sorunlarının da meydana gelmesi yüksek bir ihtimal. Uzmanlar akraba evliliği yapacak olan çiftlere genetik danışmanlık almalarını önermekteler.
Kadın ve erkeğin kalıtsal olarak taşıdığı maddenin her ikisinde de bozuk olmasından dolayı doğacak olan çocukta baskın olmayan hastalıklarının görülme olasılığı yüksek oluyor. Eğer ki her iki tarafın ailesinde de daha önceden zeka geriliği olan, düşük ve ölüm doğum oranları yüksek olan yada herhangi bir anormal durumda doğan bir çocuk varsa risk 2 katına çıkıyor.
Akraba evliliği yüzünden meydana gelebilecek sorunları önlemek için önceden tedbir alınmasında yarar var. Bebek daha anne karnındayken incelemeye alınmalı ve oluşan bir sorun karşısında anne karnında tedaviye başlanılmalıdır.
Bizim ülkemizdeki evliliklerin %20′si akraba evliliği. Akraba evliliği yapan çiftlerin çocuklarının özürlü doğma olasılığı oldukça yüksek. Ayrıca doğacak olan çocukta özürlü doğma riski gibi kalıcı sağlık sorunlarının da meydana gelmesi yüksek bir ihtimal. Uzmanlar akraba evliliği yapacak olan çiftlere genetik danışmanlık almalarını önermekteler.
Kadın ve erkeğin kalıtsal olarak taşıdığı maddenin her ikisinde de bozuk olmasından dolayı doğacak olan çocukta baskın olmayan hastalıklarının görülme olasılığı yüksek oluyor. Eğer ki her iki tarafın ailesinde de daha önceden zeka geriliği olan, düşük ve ölüm doğum oranları yüksek olan yada herhangi bir anormal durumda doğan bir çocuk varsa risk 2 katına çıkıyor.
Akraba evliliği yüzünden meydana gelebilecek sorunları önlemek için önceden tedbir alınmasında yarar var. Bebek daha anne karnındayken incelemeye alınmalı ve oluşan bir sorun karşısında anne karnında tedaviye başlanılmalıdır.
Kısırlığa iyi gelen şifalı kür
Gebe kalma şansını tamamen ortadan kaldıran ve hem kadınlar hemde erkekler
için büyük bir sorun teşkil eden kısırlık, önüne geçilemeyecek bir sorun
olmaktan çıkıyor. Bebek sahibi olmanın önündeki en büyük sorun olarak görülen
kısırlık, bitkilerin mucizevi yararları ile atlatılabilir.

Kısırlık sorunu yaşayan hem kadın hemde erkeklerin uygulayabileceği, hiçbir yan etkisi bulunmayan ve kısırlık sorununa çözüm olan bitkisel kürleri rahatlıkla tercih edebilirsiniz. Kısırlığa doğal çözüm yolu bulmak sandığınız kadar zor bir aşama değil. Bu şifalı kür tarifleri ile kısırlığı yenmede büyük bir adım atmış olacaksınız.
Kadınlar için:
Malzemeler
Hazırlanışı ve uygulanışı
Bir litre sıcak suyun için tüm malzemeler atılır, karıştırılır ve dinlendirilir. Su hep sıcak ve kaynamış olacak. Her gün bir bardak içilecek.
Erkekler için:
Malzemeler
Hazırlanışı ve uygulanışı
Tüm malzemelerimizi macun kıvamına gelinceye kadar iyice karıştırıp her sabah akşam birer kaşık tüketiyoruz.
Kısırlık sorunu yaşayan hem kadın hemde erkeklerin uygulayabileceği, hiçbir yan etkisi bulunmayan ve kısırlık sorununa çözüm olan bitkisel kürleri rahatlıkla tercih edebilirsiniz. Kısırlığa doğal çözüm yolu bulmak sandığınız kadar zor bir aşama değil. Bu şifalı kür tarifleri ile kısırlığı yenmede büyük bir adım atmış olacaksınız.
Kadınlar için:
Malzemeler
- Bir tutam hayıt tohumu
- Bir tutam civanperçemi
- Bir tutam çobançantası
- Bir tutam adaçayı
- Bir tutam aslanpençesi
- Bir litre sıcak su
Hazırlanışı ve uygulanışı
Bir litre sıcak suyun için tüm malzemeler atılır, karıştırılır ve dinlendirilir. Su hep sıcak ve kaynamış olacak. Her gün bir bardak içilecek.
Erkekler için:
Malzemeler
- Yüz fıstık içi
- Yüz gram zencefil
- Yüz gram ceviz içi
- Yüz gram keçiboynuzu tozu
- Yüz gram ginseng tozu
- Yüz gram dövülmüş badem
- Yüz gram çakşır kökü
- Yüz gram çam fıstığı
- Yüz gram çoban çökerten
- Yüz gram zerdeçal(sarı kök)
- Yüz gram üzüm çekirdeği tozu
- Üç kilo organik bal
Hazırlanışı ve uygulanışı
Tüm malzemelerimizi macun kıvamına gelinceye kadar iyice karıştırıp her sabah akşam birer kaşık tüketiyoruz.
Mikro Tese Ameliyatı
Kısırlık (İnfertilite) birçok kişinin büyük sorunu olmaya devam ederken,
uzmanlarında bu soruna bir hal çare bulmaları için araştırmaları devam
etmektedir. Kısırlık için son zamanlarda birçok çözüm yolları bulunmuştur ve
bunlardan bir tanesi de Mikro Tese’dir.

Bilim adamlarının İnfertilite sorunu için bulmuş oldukları yöntemlerinden birisi ve en etkilisi olan Mikro Tese, birçok erkeğin sorununa çözüm olmuştur. Bebek hasretiyle yanıp tutuşan çiftlerin, bu cerrahi yöntem sayesinde özlemlerine son veriliyor. Sperm üretme sorunu yaşayıp, ilaç tedavisinden çözüm alamayanlar için Mikro Tese operasyonu uygulanmaktadır.
Mikro Tese yöntemi ile gebelik sağlanması için, erkekten elde edilen spermler mikroenjeksiyon yoluyla kadının yumurtalıklarına enjekte edilmektedir. Mikro Tese ile gebeliğin sağlanması yüksek bir ihtimaldir. Başarıyla uygulanan bu yöntem sayesinde çiftler 9 ay 10 gün sonra bebeklerini sorunsuz bir şekilde kucaklarına alabiliyorlar.
Bilim adamlarının İnfertilite sorunu için bulmuş oldukları yöntemlerinden birisi ve en etkilisi olan Mikro Tese, birçok erkeğin sorununa çözüm olmuştur. Bebek hasretiyle yanıp tutuşan çiftlerin, bu cerrahi yöntem sayesinde özlemlerine son veriliyor. Sperm üretme sorunu yaşayıp, ilaç tedavisinden çözüm alamayanlar için Mikro Tese operasyonu uygulanmaktadır.
Mikro Tese yöntemi ile gebelik sağlanması için, erkekten elde edilen spermler mikroenjeksiyon yoluyla kadının yumurtalıklarına enjekte edilmektedir. Mikro Tese ile gebeliğin sağlanması yüksek bir ihtimaldir. Başarıyla uygulanan bu yöntem sayesinde çiftler 9 ay 10 gün sonra bebeklerini sorunsuz bir şekilde kucaklarına alabiliyorlar.
Ertesi gün hapı
Korunmasız cinsel birleşme esnasında gebe kalma riskini ortadan kaldırmak
isteyen bayanlar genellikle ertesi gün hapını kullanmayı tercih ederler. Peki bu
hap ilişki sonrası kadınların hamile kalma riskini gerçekten ortadan kaldırır
mı? Ertesi gün hapı nedir, ne işe yarar, ve nasıl kullanılmalıdır? İşte tüm
soruların cevabı…

Ertesi gün hapı nedir?
Ertesi gün hapı cinsel ilişkiden 72 saat sonra kullanılması gereken bir haptır. Doğum kontrol hapına benzer. Ertesi gün hapının içinde östrojen ve progesteron hormonları bulunur.
Ertesi gün hapı ne işe yarar?
Korunmasız girilen ilişki sonrası ertesi gün hapı, spermin yumurtaya ulaşmasını önler. Spermin yumurtaya ulaşamaması, döllenmenin gerçekleşemeyeceği yani gebe kalınmayacağı anlamına gelir. Eğer sperm yumurta ile birleşmiş ise, bu birleşimin rahim içinde tutunmasına da engel olmaktadır.
Ertesi gün hapı nasıl kullanılır?
Ertesi gün hapı, cinsel ilişki sonrasında 72 saat içinde içilmelidir. Aksi taktirde yumurta sperm ile birleşmiş ve rahimde tutunmuş olur. Uzmanlar yaptıkları araştırmalar sonucunda bu riski önlemek için ertesi gün hapının cinsel ilişkiden hemen sonra içilmesini önermekteler. Hap ne kara erken alınırsa o kadar etkili olur. İlişki öncesi alınan ertesi gün hapı hiçbir işe yaramaz.
Ertesi gün hapı yan etkileri
Ertesi gün hapının bilinen çok fazla yan etkisi yoktur. Ertesi gün hapını kullanan bazı bünyelerde mide bulantısı, baş ve kasık ağrısı, halsizlik, kusma ve baş dönmesi gibi şikayetler görülebilir. Ertesi gün hapını kullandıktan 4-10 gün içinde hafif kanama görülebilir. Korkulması gereken bir durum yoktur. Adet kanaması sonrası bu durum düzene binecektir.
Ertesi gün hapı nedir?
Ertesi gün hapı cinsel ilişkiden 72 saat sonra kullanılması gereken bir haptır. Doğum kontrol hapına benzer. Ertesi gün hapının içinde östrojen ve progesteron hormonları bulunur.
Ertesi gün hapı ne işe yarar?
Korunmasız girilen ilişki sonrası ertesi gün hapı, spermin yumurtaya ulaşmasını önler. Spermin yumurtaya ulaşamaması, döllenmenin gerçekleşemeyeceği yani gebe kalınmayacağı anlamına gelir. Eğer sperm yumurta ile birleşmiş ise, bu birleşimin rahim içinde tutunmasına da engel olmaktadır.
Ertesi gün hapı nasıl kullanılır?
Ertesi gün hapı, cinsel ilişki sonrasında 72 saat içinde içilmelidir. Aksi taktirde yumurta sperm ile birleşmiş ve rahimde tutunmuş olur. Uzmanlar yaptıkları araştırmalar sonucunda bu riski önlemek için ertesi gün hapının cinsel ilişkiden hemen sonra içilmesini önermekteler. Hap ne kara erken alınırsa o kadar etkili olur. İlişki öncesi alınan ertesi gün hapı hiçbir işe yaramaz.
Ertesi gün hapı yan etkileri
Ertesi gün hapının bilinen çok fazla yan etkisi yoktur. Ertesi gün hapını kullanan bazı bünyelerde mide bulantısı, baş ve kasık ağrısı, halsizlik, kusma ve baş dönmesi gibi şikayetler görülebilir. Ertesi gün hapını kullandıktan 4-10 gün içinde hafif kanama görülebilir. Korkulması gereken bir durum yoktur. Adet kanaması sonrası bu durum düzene binecektir.
Cym Plus kısırlık tedavisi
Sperm kalitesinin düşüklüğü gibi sperm sorunlarından meydana gelen kısırlık,
çiftlerin bebek özlemi çekmesine neden oluyordu ki, artık bu özlem Cym Plus ile
geride kalıyor. Cym Plus, Hollanda’dan ülkemize getirilen bitkisel içerikli bir
gıda takviyesi olup kısırlık sorununa çare oluyor. Sperm sorunu yaşayan
erkeklerin Cym Plus’ın düzenli kullanılması bu sorunların ortadan kalkmasını ve
kadınlarında gebe kalma şansının yükselmesini sağlıyor.

CymPlus kısırlık hapı sperm miktarını artırarak, spermlerinin hareketliliğine yardımcı oluyor. Bebek sahibi olmak isteyen çiftler için alternatif bir ürün olan CymPlus’ın içeriğinde; Yulaf (Avena sativa), Epimediyum, C vitamini (askorbin asit olarak), Magnezyum, Yeşil Çay özü, Dong Quai, E vitamini, L-Karnitin tartarat, Çinko (Çinko askorbat), B6 vitamini (Piridoksin HCI olarak), B12 vitamini (Siyanokobalamin), Folik asit, Selenyum, Magnezyum stearat, silika ve Jelatin bulunuyor.
İçerisinde bulunan bu önemli maddeler sperm oluşturarak, sperm zenginliği sağlıyor. Bitkisel içeriği ile %75 başarı sağlandığı tespit edilen CymPlus’a olan ilgi de oldukça büyük. İktidarsızlık sorununa da iyi gelen CymPlus, T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan da izinlidir. 18 yaş üstü erkeklerin kullanması önerilir. Bu ürünü kullanmadan önce muhakkak bir uzmana danışmalısınız ve önerilen dozu aşmamalısınız.
CymPlus kısırlık hapı sperm miktarını artırarak, spermlerinin hareketliliğine yardımcı oluyor. Bebek sahibi olmak isteyen çiftler için alternatif bir ürün olan CymPlus’ın içeriğinde; Yulaf (Avena sativa), Epimediyum, C vitamini (askorbin asit olarak), Magnezyum, Yeşil Çay özü, Dong Quai, E vitamini, L-Karnitin tartarat, Çinko (Çinko askorbat), B6 vitamini (Piridoksin HCI olarak), B12 vitamini (Siyanokobalamin), Folik asit, Selenyum, Magnezyum stearat, silika ve Jelatin bulunuyor.
İçerisinde bulunan bu önemli maddeler sperm oluşturarak, sperm zenginliği sağlıyor. Bitkisel içeriği ile %75 başarı sağlandığı tespit edilen CymPlus’a olan ilgi de oldukça büyük. İktidarsızlık sorununa da iyi gelen CymPlus, T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan da izinlidir. 18 yaş üstü erkeklerin kullanması önerilir. Bu ürünü kullanmadan önce muhakkak bir uzmana danışmalısınız ve önerilen dozu aşmamalısınız.
Spiral nedir, nasıl takılır?
Gebelikten korunmaya yönelik tüm dünyada, çiftlerin kullanmış olduğu birçok
doğum kontrol yöntemleri bulunmakta ve bu yöntemlerden en üst düzeyde koruma
sağlayanda şüphesiz spiraldir. Aile planlaması yönünden son derece önem sahibi
olan spiral, uzun ve güvenli bir koruma sağlamaktadır.

Çeşitli türleri bulunan spiralin son zamanlarda kullanımı azalmıştır. Nedeni ise, kadınların enfeksiyon kapma korkusudur. Spiral taktırmak için kendini uzman ellere bırakmayanlarda spiralin takılması hem başarısızlıkla sonuçlanmış hem de kanama ve ağrı gibi sorunlarla karşılaşılmıştır. Buda kadınların spiral taktırmama sebeplerinden biridir. Ancak deneyim sahibi olan kişilerin takması durumunda bu tür sorunlarla karşılaşmakpek mümkün değildir.
Üç çeşit spiral bulunmaktadır. Saf, bakırlı ve hormon salgılayan. Saf spiraller, adından anlaşıldığı gibi tamamen saf ve hiçbir madde içermezler. Bir zamanların en sık tercih edilen spiral çeşidiydi. Son zamanlarda bu spiralin kullanımı azalmıştır. Bakırlı spirallerin içinde ise bakır bulunmaktadır. Nova-T ve Multiload-375 en sık tercih edilenidir. Hormon salgılayan spiraller ise Progesteron hormonu salgılar. Bu spiral çeşidi adet döneminde meydana gelen sancı ve ağrıları azaltıcıdır. Bu spirali kullanan kadınların pelvik enfeksiyonuna yakalanma riski de çok azdır. Progestasert ve LNG-20 çeşitleri vardır. LNG-20 10 yıla kadar kullanılabilirken, Progestasert her yıl değiştirilmelidir. Mirena çeşidi ise henüz piyasada bulunmamaktadır.
Jinekoloji uzmanı tarafından uygulanması gereken kolay bir işlemdir. Spekulum ile rahim ağzı genişletilir ve antiseptik solüsyon ile temizlenir. Serviks tek dişli olarak tanımlanan bir alet yardımı ile çekilerek uterusun düz pozisyona getirilmesinin ardından histerometri aleti rahme itilir ve rahim boyu ölçülür. Daha sonra rahim boyuna göre spiral takılır.
Spiral nasıl korur ?
Spiral, uç bölümünde ip olan metal ya da plastikten yapılan bir alettir. Erkeğin spermlerini öldürmektedir. Böylece spermler rahim içinden yumurtaya giderken etkisiz hale gelir ve yumurtaya ulaşamazlar.
Spiral yan etkileri
Yapılan araştırmalara göre spiralin dış gebelik riskini azda olsa tetiklediği ortaya çıkmıştır. Spiralin enfeksiyon kapmaya neden olduğu yönde dedikodularda ortada dolaşmaktadır. Ancak tek eşli kadınlarda enfeksiyon kapma riski pek bulunmamaktadır. Düzenli kontrol yaptırmak her sorunun önüne geçebilir.
Çeşitli türleri bulunan spiralin son zamanlarda kullanımı azalmıştır. Nedeni ise, kadınların enfeksiyon kapma korkusudur. Spiral taktırmak için kendini uzman ellere bırakmayanlarda spiralin takılması hem başarısızlıkla sonuçlanmış hem de kanama ve ağrı gibi sorunlarla karşılaşılmıştır. Buda kadınların spiral taktırmama sebeplerinden biridir. Ancak deneyim sahibi olan kişilerin takması durumunda bu tür sorunlarla karşılaşmakpek mümkün değildir.
Üç çeşit spiral bulunmaktadır. Saf, bakırlı ve hormon salgılayan. Saf spiraller, adından anlaşıldığı gibi tamamen saf ve hiçbir madde içermezler. Bir zamanların en sık tercih edilen spiral çeşidiydi. Son zamanlarda bu spiralin kullanımı azalmıştır. Bakırlı spirallerin içinde ise bakır bulunmaktadır. Nova-T ve Multiload-375 en sık tercih edilenidir. Hormon salgılayan spiraller ise Progesteron hormonu salgılar. Bu spiral çeşidi adet döneminde meydana gelen sancı ve ağrıları azaltıcıdır. Bu spirali kullanan kadınların pelvik enfeksiyonuna yakalanma riski de çok azdır. Progestasert ve LNG-20 çeşitleri vardır. LNG-20 10 yıla kadar kullanılabilirken, Progestasert her yıl değiştirilmelidir. Mirena çeşidi ise henüz piyasada bulunmamaktadır.
Spiral nasıl takılır?
Jinekoloji uzmanı tarafından uygulanması gereken kolay bir işlemdir. Spekulum ile rahim ağzı genişletilir ve antiseptik solüsyon ile temizlenir. Serviks tek dişli olarak tanımlanan bir alet yardımı ile çekilerek uterusun düz pozisyona getirilmesinin ardından histerometri aleti rahme itilir ve rahim boyu ölçülür. Daha sonra rahim boyuna göre spiral takılır.
Spiral nasıl korur ?
Spiral, uç bölümünde ip olan metal ya da plastikten yapılan bir alettir. Erkeğin spermlerini öldürmektedir. Böylece spermler rahim içinden yumurtaya giderken etkisiz hale gelir ve yumurtaya ulaşamazlar.
Spiral yan etkileri
Yapılan araştırmalara göre spiralin dış gebelik riskini azda olsa tetiklediği ortaya çıkmıştır. Spiralin enfeksiyon kapmaya neden olduğu yönde dedikodularda ortada dolaşmaktadır. Ancak tek eşli kadınlarda enfeksiyon kapma riski pek bulunmamaktadır. Düzenli kontrol yaptırmak her sorunun önüne geçebilir.
Spiral ne zaman takılır?
İstenmeyen gebeliklere karşı son derece etkili bir koruma gerçekleştiren
spiral, günümüz kadınlarının daha rahat ve güvenli ilişki yaşamalarını
sağlamaktadır. Bazı yan etkileri bulunsa da spiral günümüzdeki en önemli doğum
kontrol yöntemlerinden biri olmaktadır. Diğer doğum kontrol yöntemlerine oranla,
bu yöntemin tercih edilmesinde gebe kalma şansı sadece %1’lik bir
ihtimaldir.

Spiral taktırmak için uygun zamanı kollamak gerekir. Ayrıca spiral takılmasını engelleyen bir durum olmamalıdır. Gebelik, nedeni bilinmeyen vajinal kanama, pelvik enfeksiyonun varlığı, miyomlar, rahimde anatomik bozukluklar, kronik bağışıklık yetmezliği gibi sorunlar varsa spiral takılması önerilmemektedir. Ayrıca spiralin bir çeşidi olan bakır spiral, bakır alerjisi ve Wilson hastalığı bulunanlara da takılmamaktadır.
Gebelik söz konusu değil ise her zaman takılabilir. Gebe olup olmadığınızdan emin olmak için adetin son günleri uygun bir zamandır. Hem böylece adetten dolayı rahim ağrıda açılmış ve acı hissi duyulmamış olur.
Doğum, kürtaj ve düşük sonrası da spiral taktırmak için uygun dönemlerdir. Yalnızca doğumun yada düşüğün ardından en az 1 ay geçmesi gerekir. Aksi taktirde spiral kendi kendini atabilir.
Spiral taktırmak için uygun zamanı kollamak gerekir. Ayrıca spiral takılmasını engelleyen bir durum olmamalıdır. Gebelik, nedeni bilinmeyen vajinal kanama, pelvik enfeksiyonun varlığı, miyomlar, rahimde anatomik bozukluklar, kronik bağışıklık yetmezliği gibi sorunlar varsa spiral takılması önerilmemektedir. Ayrıca spiralin bir çeşidi olan bakır spiral, bakır alerjisi ve Wilson hastalığı bulunanlara da takılmamaktadır.
Spiral ne zaman takılır?
Gebelik söz konusu değil ise her zaman takılabilir. Gebe olup olmadığınızdan emin olmak için adetin son günleri uygun bir zamandır. Hem böylece adetten dolayı rahim ağrıda açılmış ve acı hissi duyulmamış olur.
Doğum, kürtaj ve düşük sonrası da spiral taktırmak için uygun dönemlerdir. Yalnızca doğumun yada düşüğün ardından en az 1 ay geçmesi gerekir. Aksi taktirde spiral kendi kendini atabilir.
Rahim içi araç nedir?
İstenmeyen gebeliklere karşı güvenli bir ilişki yaşamak isteyen kadınların
rahim içine takılan bir alet olan rahim içi araç, spermlerin yumurtayı
ulaşmasını engelleyerek döllenmenin gerçekleşmemesini sağlamaktadır. Güvenli bir
kontrol sağlayan rahim içi araç, jinekoloji uzmanları tarafından uygun
dönemlerde, uygun kişilere takılmaktadır.

Vajina içine yerleştiren rahim içi araç küçük, bakır ve plastik gibi maddelerden oluşan, vajina içine doğru uzanan bir ip şeklindedir. Çeşitli türleri bulunmaktadır. Rahim içi araç, takılması uygun olan kişileri gebeliklere karşı koruyan ideal bir yöntemdir. Tüm dünyada kullanılan, aile planlaması yöntemleri arasından en güvenli olanıdır. Rahim içi araç kullanan kadınlarda gebelik riski yok denecek kadar azdır.
Cinsel ilişki sırasında hissedilmeyen, adet kanamalarını engellemeyen ve kadınların yumurtlama fonksiyonlarına da zarar vermeyen bir alettir. Rahme ulaşan spermlerin hareketliliğini etkileyerek kalitesini düşürür. Böylece spermler yumurtaya ulaşmadan önce RİA (rahim içi araç) tarafından öldürülür. Son dönemlerde hormonlu olan türü sıkça tercih edilmektedir.
Vajina içine yerleştiren rahim içi araç küçük, bakır ve plastik gibi maddelerden oluşan, vajina içine doğru uzanan bir ip şeklindedir. Çeşitli türleri bulunmaktadır. Rahim içi araç, takılması uygun olan kişileri gebeliklere karşı koruyan ideal bir yöntemdir. Tüm dünyada kullanılan, aile planlaması yöntemleri arasından en güvenli olanıdır. Rahim içi araç kullanan kadınlarda gebelik riski yok denecek kadar azdır.
Cinsel ilişki sırasında hissedilmeyen, adet kanamalarını engellemeyen ve kadınların yumurtlama fonksiyonlarına da zarar vermeyen bir alettir. Rahme ulaşan spermlerin hareketliliğini etkileyerek kalitesini düşürür. Böylece spermler yumurtaya ulaşmadan önce RİA (rahim içi araç) tarafından öldürülür. Son dönemlerde hormonlu olan türü sıkça tercih edilmektedir.
Rahim içi araç nasıl takılır?
Gebe olmamak, düşükten sonra yaklaşık 1 ay geçmesi, cinsel yolla bulaşan bir
hastalığın var olmaması rahim içi araç (RİA) takılmasında aranan şartlardır.
Rahim içi araç kullanımının faydaları olduğu kadar yan etkileri de bulunduğu
için, muayene ve enfeksiyon taraması gibi birtakım testlerin jinekoloji uzmanı
tarafından yapılması sağlıklı bir koruma sağlar.

Rahim içi araç uygulaması için en ideal zaman, adet dönemlerinin son günleridir. Çünkü adetten dolayı hem gebelik söz konusu değildir hem de rahim açık ve kaygandır. Buda RİA’ nın kolay ve acısız takılmasını sağlar. Tabi ki sadece adetliyken takılması şart değildir. Adet bitiminden sonra ve gebeliğin şüphe edilmediği bir günde de takılabilir.
Rahim içi araç takılması
Spekulum aleti ile vajina genişletilir. Batikon ile vaginal lavaj uygulaması yapıldıktan sonra serviks tek dişli adı verilen bir alet ile tutulur. Servikal kanaldan nazik bir şekilde rahim içi araç geçirilir ve uterin kaviteye yerleştirilir. Rahim içi aracın yerleşmesinden sonra tüp çıkartılır. Rahim içi aracın ipi vajinadan dışarıya sarkmayacak şekilde kesilir.
Rahim içi araç taktırmak yaklaşık 10-15 dakikalık bir işlemdir. İşlem öncesi enfeksiyonu önlemek için antibiyotik ve ağrı hafifletici ilaçlar verilmektedir. Ayrıca, bazı kadınlarda ilaç almalarına rağmen işlem sonrası hafif kramplarda hissedilmektedir.
Rahim içi araç uygulaması için en ideal zaman, adet dönemlerinin son günleridir. Çünkü adetten dolayı hem gebelik söz konusu değildir hem de rahim açık ve kaygandır. Buda RİA’ nın kolay ve acısız takılmasını sağlar. Tabi ki sadece adetliyken takılması şart değildir. Adet bitiminden sonra ve gebeliğin şüphe edilmediği bir günde de takılabilir.
Rahim içi araç takılması
Spekulum aleti ile vajina genişletilir. Batikon ile vaginal lavaj uygulaması yapıldıktan sonra serviks tek dişli adı verilen bir alet ile tutulur. Servikal kanaldan nazik bir şekilde rahim içi araç geçirilir ve uterin kaviteye yerleştirilir. Rahim içi aracın yerleşmesinden sonra tüp çıkartılır. Rahim içi aracın ipi vajinadan dışarıya sarkmayacak şekilde kesilir.
Rahim içi araç taktırmak yaklaşık 10-15 dakikalık bir işlemdir. İşlem öncesi enfeksiyonu önlemek için antibiyotik ve ağrı hafifletici ilaçlar verilmektedir. Ayrıca, bazı kadınlarda ilaç almalarına rağmen işlem sonrası hafif kramplarda hissedilmektedir.
Yasmin doğum kontrol hapı nasıl kullanılır?
Tüm dünyada aile planlamasına mümkün mertebe önem verilmekte ve istenmeyen
gebeliklerin oluşmasını önlemek için çeşitli korunma yöntemleri sunulmaktadır.
Yasmin doğum kontrol hapı da tüm dünyada kendini kanıtlamış
güvenli korunma yöntemlerden biri olmakta ve sağlıklı ilişki sürdürülmesine
yardımcı olmaktadır. Yasmin doğum kontrol hapının doğru kullanımını sağlamak
için hazırlamış olduğumuz makaleye göz gezdirin.

Hamile kalmayı önleyen yasmin doğum kontrol hapının hekiminizin size önermiş olduğu şekilde kullanılması en doğru kullanım yöntemidir. Gerekli kullanım dozu ve süresi doktorunuz tarafından en uygun şekilde verilmiş olacağı için kesinlikle hekime danışmadan yasmin kontrol hapını kullanmaya kalkmayın.
Eczaneden satın alabileceğiniz yasmin doğum kontrol hapı, ilaç paketinin üzerinde yazan şekilde kullanılmalıdır. Ekseri her gün kullanılan yasmin doğum kontrol hapı aynı saatte bir miktar su ile içilmektedir. 21 gün boyunca 1′er adet olmak üzere yasmin doğum kontrol hapı alınır.
Yasmin doğum kontrol hapına başlamak için en uygun zaman adet gününüzün ilk günüdür. Eğer daha önceden kullanmış olduğunuz bir doğum kontrol ilacı yoksa Yasmin doğum kontrol hapı adetin 1. günü en geç te 5. günü alınmaya başlanmalıdır.
Yasmin doğum kontrol hapı nasıl kullanılır?
Hamile kalmayı önleyen yasmin doğum kontrol hapının hekiminizin size önermiş olduğu şekilde kullanılması en doğru kullanım yöntemidir. Gerekli kullanım dozu ve süresi doktorunuz tarafından en uygun şekilde verilmiş olacağı için kesinlikle hekime danışmadan yasmin kontrol hapını kullanmaya kalkmayın.
Eczaneden satın alabileceğiniz yasmin doğum kontrol hapı, ilaç paketinin üzerinde yazan şekilde kullanılmalıdır. Ekseri her gün kullanılan yasmin doğum kontrol hapı aynı saatte bir miktar su ile içilmektedir. 21 gün boyunca 1′er adet olmak üzere yasmin doğum kontrol hapı alınır.
Yasmin doğum kontrol hapına başlamak için en uygun zaman adet gününüzün ilk günüdür. Eğer daha önceden kullanmış olduğunuz bir doğum kontrol ilacı yoksa Yasmin doğum kontrol hapı adetin 1. günü en geç te 5. günü alınmaya başlanmalıdır.
Istanbuldan cocuk sahibi olmak isteyen ciftler arayin tanisalim 0539 700 17 81
YanıtlaSil