Kakao yağının cilde faydaları
Kakao ağacının yapraklarının toplanıp çeşitli işlemlerden geçirilmesi ile
hazırlanan kakao yağı, içerisinde E vitamini ihtiva eden, cilt problemlerine
mani olan ve cilt için sayılamayacak kadar çok faydası olan bitkisel
yağlardandır. Kozmetik ürünlerinde sıkça kullanılan kakao yağı, uzun raf ömrüne
sahip olması ile gıda sektöründe de vazgeçilmezlerindendir. Başta çikolata olmak
üzere daha birçok gıda ürünleri ile kakao yağının tadına bakmaktayız.

Antioksidan özelliği ile serbest radikaller üzerinde olumlu etki göstererek yaşlanma problemini geciktirmekte, aynı zamanda yaşlanmanın ortaya çıkardığı kırışıklık sorunlarını da yok etmektedir. Cildin nemlenmesinde son derece önemli bir yer tutan kakao yağı, özellikle hassas ciltlerin nemlendirilmesinde başarılıdır. Hassas cilde sahip olanlar çok iyi bilirler ki kullandıkları çoğu nemlendirici ürünler ciltlerinde tahrişe sebep olmaktadır. Ancak kakao yağının bu tür yan etkileri bulunmadığı için son derece nemli ve yumuşak bir cilde sahip olmanızı sağlar.
Cilt yaralarının biran evvel geçmesi için elinden geleni yapan kakao yağı son derece başarılı olmaktadır. Cildin doğal parlaklığını kazanmasına da yardımcı olan bu bitkisel yağ, kadınların gebelik dönemlerinde yakındıkları çatlak sorununu da önlemekte ve oluşan çatlakları da tedavi ederek sorunu minimuma indirmektedir.
Kakao yağı güneş kremlerinin içerisinde de yer alarak bronzlaşmanıza yardımcı oluyor. Ancak kakao yağı güneşin zararlı ışınlarından korumamaktadır. Bunun için yüksek faktörlü güneş kremlerini kullanmalısınız.
Kakao yağının cilde yararları
Antioksidan özelliği ile serbest radikaller üzerinde olumlu etki göstererek yaşlanma problemini geciktirmekte, aynı zamanda yaşlanmanın ortaya çıkardığı kırışıklık sorunlarını da yok etmektedir. Cildin nemlenmesinde son derece önemli bir yer tutan kakao yağı, özellikle hassas ciltlerin nemlendirilmesinde başarılıdır. Hassas cilde sahip olanlar çok iyi bilirler ki kullandıkları çoğu nemlendirici ürünler ciltlerinde tahrişe sebep olmaktadır. Ancak kakao yağının bu tür yan etkileri bulunmadığı için son derece nemli ve yumuşak bir cilde sahip olmanızı sağlar.
Cilt yaralarının biran evvel geçmesi için elinden geleni yapan kakao yağı son derece başarılı olmaktadır. Cildin doğal parlaklığını kazanmasına da yardımcı olan bu bitkisel yağ, kadınların gebelik dönemlerinde yakındıkları çatlak sorununu da önlemekte ve oluşan çatlakları da tedavi ederek sorunu minimuma indirmektedir.
Kakao yağı güneş kremlerinin içerisinde de yer alarak bronzlaşmanıza yardımcı oluyor. Ancak kakao yağı güneşin zararlı ışınlarından korumamaktadır. Bunun için yüksek faktörlü güneş kremlerini kullanmalısınız.
Yumurta akının cilde faydaları nelerdir?
Sabah kahvaltılarımızın vazgeçilmez lezzeti olan yumurtanın cilt bakımında
önemli bir yere sahip olduğunu, güzelliğimizi pekiştirmede ve cilt sorunlarımızı
yok etmede etkili olduğunu biliyor muydunuz? Ancak şunu da söylemek gerekir tüm
bunların gerçekleşebilmesi için yumurtanın tümünü değil sadece akını
kullanmalısınız. Yumurta akı ile hazırlayacağınız maskeler sayesinde cildinizde
olağanüstü bir etki yaratacaksınız.

Yumurta akı yüksek protein içermekte ve cilt sağlığından tutunda saç sağlığına kadar mütenevvi faydalar sağlamaktadır. Cildin sıkılık kazanması, fazla yağdan arınması, siyah nokta ve sivilce gibi sorunların yok edilmesi gibi yararları bulunan yumurta akı düzenli olarak maske halinde hazırlanmalı ve kullanılmalıdır.
Yağ gözeneklerini temizleyen yumurta akı bu sayede cildinizin parlaklık kazanmasına da yardımcı olacaktır. Temiz ve sorunsuz bir cilt için yumurta akı elinizin altında her daim bulunan doğal bakım ürünlerinden biridir. Yaşın ilerlemesi ile ortaya çıkan kırışıklıklarda yumurta akı maskesi ile azaltılmakta ve önlemektedir.
Yumurta akı maskeleri
Yumurtanın akını ayırdıktan sonra köpürene kadar çırpın. Yağlı cilde sahip olanlar içine birkaç damla limon suyu eklesin. Karışımı cildinize yayın ve 15 dakika sonra ılık su ile durulayın. Akne ve sivilce sorununa iyi gelecektir.
2 adet yumurtanın akını ayırın ve köpürene kadar çırpın. Ardından parmaklarınızı yumurta akına batırarak cildinize dairesel hareketler ile sürün ve yarım saat sonra cildinizi yıkayın. Kırışıklıklara iyi gelecektir.
2 yumurtanın akına yarım limon suyu damlatın. Karışıma bir kaşıkta sirke ekleyerek köpürene kadar çırpın. Ardından karışımı yüzünüze ve boynunuza parmaklarınız ile sürün ve 15 dakika sonra soğuk suyla yıkayın. Daha sonra nemlendirici sürün. Gözenekleri temizleyecek ve küçültecektir.
Yumurta akının cilde yararları
Yumurta akı yüksek protein içermekte ve cilt sağlığından tutunda saç sağlığına kadar mütenevvi faydalar sağlamaktadır. Cildin sıkılık kazanması, fazla yağdan arınması, siyah nokta ve sivilce gibi sorunların yok edilmesi gibi yararları bulunan yumurta akı düzenli olarak maske halinde hazırlanmalı ve kullanılmalıdır.
Yağ gözeneklerini temizleyen yumurta akı bu sayede cildinizin parlaklık kazanmasına da yardımcı olacaktır. Temiz ve sorunsuz bir cilt için yumurta akı elinizin altında her daim bulunan doğal bakım ürünlerinden biridir. Yaşın ilerlemesi ile ortaya çıkan kırışıklıklarda yumurta akı maskesi ile azaltılmakta ve önlemektedir.
Yumurta akı maskeleri
Yumurtanın akını ayırdıktan sonra köpürene kadar çırpın. Yağlı cilde sahip olanlar içine birkaç damla limon suyu eklesin. Karışımı cildinize yayın ve 15 dakika sonra ılık su ile durulayın. Akne ve sivilce sorununa iyi gelecektir.
2 adet yumurtanın akını ayırın ve köpürene kadar çırpın. Ardından parmaklarınızı yumurta akına batırarak cildinize dairesel hareketler ile sürün ve yarım saat sonra cildinizi yıkayın. Kırışıklıklara iyi gelecektir.
2 yumurtanın akına yarım limon suyu damlatın. Karışıma bir kaşıkta sirke ekleyerek köpürene kadar çırpın. Ardından karışımı yüzünüze ve boynunuza parmaklarınız ile sürün ve 15 dakika sonra soğuk suyla yıkayın. Daha sonra nemlendirici sürün. Gözenekleri temizleyecek ve küçültecektir.
Tırtıl alerjisi tedavisi
Son zamanların en çok konuşulan ve en çok korkulan alerji hastalıklarından
birisi olan tırtıl alerjisi, özellikle adalarda ve adalar gibi
müşabih ortamlarda yaşayanları tehdit ederek sağlık için endişe yaratmaktadır.
Tırtıl alerjisinin nedenleri, korunma yolları ve tedavisi
hakkında Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak bizleri aydınlığa kavuşturuyor.

Tırtıl alerjisi vakalarının son zamanlarda sıkça ortaya çıkması kamuoyunda ciddi endişelere yol açmıştır. Tabak, tırtılın alerjenler arasında bulunduğunu ve uzak durulması gerektiğinden bahsetti. Alerji yapan tırtıl çam ağaçlarında yaşamaktadır. Çam ağaçlarının fazla olduğu bir bölgede yaşıyor ya da tatil amaçlı orada bulunuyorsanız tırtıl alerjisine karşı çok dikkat olmalısınız.
Tırtıl, larva dönemindeyken alerji geliştirme potansiyeline sahip olmaktadır. Tırtılın kılları ile temas ederseniz tırtıl alerjisine yakalanırsınız. Bu nedenle çam ağaçlarından uzak durmalı, çam ağaçlarının sık bulunduğu bölgelerde piknik yapılmamalı, bölgeye gitme mecburiyeti olan çalışanların 24 saat yanlarında ilaç bulundurmaları ve tırtıl görüldüğünde temastan kaçınmaları önerilir.
Tırtıllar ile temas kuran kişilerde alerjik cilt hastalıklarının görülmesi kaçınılmaz olur. Bu zamana kadar tırtıl ile temas eden kişilerde egzama ve kurdeşen gibi cilt hastalıklarının oluştuğu gözlenmiştir. Ayrıca tırtıl alerjisi temas dışında rüzgar ve hava yolu ile de ortaya çıkmaktadır.
Temas ile ortaya çıkan tırtıl alerjisi için haricen cilt kremleri kullanılabilir. Aynı zamanda oral yolla kaşıntı giderici ilaçlarda kullanılabilir. Bu tip tedavi seçenekleri tırtıl alerjini ortadan kaldırmaya yetecektir.
Tırtıl alerjisi hava ve rüzgar yolu ile bulaşmış ise daha çok gözde alerjik reaksiyonlar ortaya çıkar diyen Tabak, bunun içinde göz damlaları ve oral yolla alınan alerji ilaçlarının yeterli olabileceğini söylüyor.
Tırtıl alerjisi vakalarının son zamanlarda sıkça ortaya çıkması kamuoyunda ciddi endişelere yol açmıştır. Tabak, tırtılın alerjenler arasında bulunduğunu ve uzak durulması gerektiğinden bahsetti. Alerji yapan tırtıl çam ağaçlarında yaşamaktadır. Çam ağaçlarının fazla olduğu bir bölgede yaşıyor ya da tatil amaçlı orada bulunuyorsanız tırtıl alerjisine karşı çok dikkat olmalısınız.
Tırtıl, larva dönemindeyken alerji geliştirme potansiyeline sahip olmaktadır. Tırtılın kılları ile temas ederseniz tırtıl alerjisine yakalanırsınız. Bu nedenle çam ağaçlarından uzak durmalı, çam ağaçlarının sık bulunduğu bölgelerde piknik yapılmamalı, bölgeye gitme mecburiyeti olan çalışanların 24 saat yanlarında ilaç bulundurmaları ve tırtıl görüldüğünde temastan kaçınmaları önerilir.
Tırtıllar ile temas kuran kişilerde alerjik cilt hastalıklarının görülmesi kaçınılmaz olur. Bu zamana kadar tırtıl ile temas eden kişilerde egzama ve kurdeşen gibi cilt hastalıklarının oluştuğu gözlenmiştir. Ayrıca tırtıl alerjisi temas dışında rüzgar ve hava yolu ile de ortaya çıkmaktadır.
Tırtıl alerjisinin tedavisi
Temas ile ortaya çıkan tırtıl alerjisi için haricen cilt kremleri kullanılabilir. Aynı zamanda oral yolla kaşıntı giderici ilaçlarda kullanılabilir. Bu tip tedavi seçenekleri tırtıl alerjini ortadan kaldırmaya yetecektir.
Tırtıl alerjisi hava ve rüzgar yolu ile bulaşmış ise daha çok gözde alerjik reaksiyonlar ortaya çıkar diyen Tabak, bunun içinde göz damlaları ve oral yolla alınan alerji ilaçlarının yeterli olabileceğini söylüyor.
Tıraş sonrası kaşıntıyı önlemek
Tıraş sonrası kaşıntılar cildi hassas olanlar başta olmak üzere hemen hemen
her erkeğin şikaytelendiği huzursuz verici durumlardandır. Tıraş sonrası
kaşıntıyı önlemek için cilt uzmanlarının tıraş öncesi ve tıraş sonrası
önerilerine kulak vererek bu sorunu yaşamayabilirsiniz.

Erkeklerin sık yaşadığı bir sorun olan tıraş sonrası kaşınma, ciltte tahrişe yol açabilecek bir sorundur. Tıraş sonrası kaşıma hissi geldiğinde kaşınma ihtiyacını gideren erkeklerin bir çoğunun cildinde kaşımanın etkisi ile kanama görülür. Tıraş sonrası kaşınma sadece yüz bölgesi için değil koltuk ve özel bölge içinde geçerlidir. Peki tıraş sonrası kaşınmanın şiddetini azaltmak için ne yapılması gerekir.
Tıraş sonrası kaşıntıdan kurtulmak istiyorsanız bu önerileri dikkate almanızda fayda var. Kaşıntıyı önlemek için hem tıraş öncesi hem de tıraş sonrası dikkat etmeniz gerekenler var. Bunlardan ilki, tıraş öncesi muhakkak tıraşlanacak bölge sıcak su ile yıkanmalıdır. Daha sonra cildinizi iyice kurumalı ve ardından tıraş köpüğü ya da sabun sürmelisiniz. Ardından tıraşlama işlemine geçin ancak tıraşlamayı ilk önce kılların yönüne doğru, daha sonra da tersi yönünde yapın. Bu işlem daha iyi bir sonuç almanızı sağlayacaktır.
Tıraşlama işlemi bittikten sonra nasıl ki tıraşa başlamadan cildinizi sıcak su ile yıkadıysanız şimdide yine bol su ile cildinizi yıkayacaksınız ancak bu kez suyun soğuk olması gerekir. Daha sonra cildinize tıraş losyonu sürün. Bu işlemleri aşama aşama yerine getirirseniz tıraş sonrası kaşıntı gibi bir problemle karşılaşmayacaksınız.
Erkeklerin sık yaşadığı bir sorun olan tıraş sonrası kaşınma, ciltte tahrişe yol açabilecek bir sorundur. Tıraş sonrası kaşıma hissi geldiğinde kaşınma ihtiyacını gideren erkeklerin bir çoğunun cildinde kaşımanın etkisi ile kanama görülür. Tıraş sonrası kaşınma sadece yüz bölgesi için değil koltuk ve özel bölge içinde geçerlidir. Peki tıraş sonrası kaşınmanın şiddetini azaltmak için ne yapılması gerekir.
Tıraş sonrası kaşıntıdan kurtulmak istiyorsanız bu önerileri dikkate almanızda fayda var. Kaşıntıyı önlemek için hem tıraş öncesi hem de tıraş sonrası dikkat etmeniz gerekenler var. Bunlardan ilki, tıraş öncesi muhakkak tıraşlanacak bölge sıcak su ile yıkanmalıdır. Daha sonra cildinizi iyice kurumalı ve ardından tıraş köpüğü ya da sabun sürmelisiniz. Ardından tıraşlama işlemine geçin ancak tıraşlamayı ilk önce kılların yönüne doğru, daha sonra da tersi yönünde yapın. Bu işlem daha iyi bir sonuç almanızı sağlayacaktır.
Tıraşlama işlemi bittikten sonra nasıl ki tıraşa başlamadan cildinizi sıcak su ile yıkadıysanız şimdide yine bol su ile cildinizi yıkayacaksınız ancak bu kez suyun soğuk olması gerekir. Daha sonra cildinize tıraş losyonu sürün. Bu işlemleri aşama aşama yerine getirirseniz tıraş sonrası kaşıntı gibi bir problemle karşılaşmayacaksınız.
Aspirin ile sivilce tedavisi
Daha çok yüz ve sırt bölgesinde çıkan, tedavisi oldukça zor ve zaman alıcı
olan sivilceler, hem cilt sağlığımızı hem de güzelliğimizi bu zamana kadar
olumsuz etkilemiş olan cilt sorunlarından biridir. Stres, sıkıntı, hastalık ve
adet dönemi gibi sorunlar sonucunda ortaya çıkan sivilceler için Herbalistler
aspirin tedavisini önermekteler. Sivilcelere bitkisel
çözüm arıyorsanız aşağıdaki kürü deneyebilirsiniz.

Her yaşta sorun olan sivilceler aspirin ile doğal ve sorunsuz bir yolla ortadan kaldırılıyor. Sivilceleri yok etmede oldukça etkili bir yöntem olan aspirin kürü, bal ve alkol ile hazırlanıyor. Sivilcelere doğal çözüm arayanlar için işte aspirin, bal ve alkol karışımı sivilce toniği.
Malzemeler
Hazırlanışı
6 adet aspirin iyice ezilir. İçinde 100 gram alkol eklenir ve karıştırılarak üç gün bekletilir. 3. günün sonunda içine bir kaşık süzme bal ilave edilerek bu karışımla her gün cilt silinir.
Her yaşta sorun olan sivilceler aspirin ile doğal ve sorunsuz bir yolla ortadan kaldırılıyor. Sivilceleri yok etmede oldukça etkili bir yöntem olan aspirin kürü, bal ve alkol ile hazırlanıyor. Sivilcelere doğal çözüm arayanlar için işte aspirin, bal ve alkol karışımı sivilce toniği.
Malzemeler
- 100 gram alkol
- 6 adet aspirin
- Bir kaşık bal
Hazırlanışı
6 adet aspirin iyice ezilir. İçinde 100 gram alkol eklenir ve karıştırılarak üç gün bekletilir. 3. günün sonunda içine bir kaşık süzme bal ilave edilerek bu karışımla her gün cilt silinir.
Flebit belirtileri nelerdir?
Bacak toplardamarlarında husule gelen bir sorun olan flebit, toplumumuzda
sıkça görülen bir sorundur. Bacak bölgesinde bulunan toplardamarda yangı
(iltihap) oluşması olarak tanımlanan flebit, bacak ve leğen kaslarında husule
gelen yangı olarak ta bilinir. Bu sorun genellikle damar içi pıhtılaşmaya yol
açar. Damar içi pıhtılaşmaya yani tromboza yol açtığında ise hastalık
tromboflebit olarak tanımlanır. Peki flebitin varlığı nasıl anlaşılır, flebit
belirtileri nelerdir? İşte cevapları;

Damar içi iltihaplanması sonucu oluşan tromboflebitte, toplar damarlarda şişme, kızarıklık ve duyarlılık ortaya çıkar. Damarın bir kısmında oluşan iltihap zamanla daha geniş alanlara yayılmaya başlar. İlerleyen bu sorun kırmızı bir çizgi biçiminde yayılmaya devam eder ve derinin hemen altında sert bir şekilde el ile hissedilir.
Bu sorunu yaşayan hastaların birçoğunda geceleri artan şikayetlerden ötürü uykusuzluk problemleri husule gelir. Oluşan bölgesel ağrılar iltihabın tedavi edilmemesi ile giderek şiddetlenir. Bazı durumlarda aşırı ağrılı uzun iltihap çizgileri de yüzeyden görülür. Hastanın ateşi yükselir, bacağı şişer. Bu sorunlar ender olarak kol toplar damarında da ortaya çıkar.
Flebit belirtileri
Damar içi iltihaplanması sonucu oluşan tromboflebitte, toplar damarlarda şişme, kızarıklık ve duyarlılık ortaya çıkar. Damarın bir kısmında oluşan iltihap zamanla daha geniş alanlara yayılmaya başlar. İlerleyen bu sorun kırmızı bir çizgi biçiminde yayılmaya devam eder ve derinin hemen altında sert bir şekilde el ile hissedilir.
Bu sorunu yaşayan hastaların birçoğunda geceleri artan şikayetlerden ötürü uykusuzluk problemleri husule gelir. Oluşan bölgesel ağrılar iltihabın tedavi edilmemesi ile giderek şiddetlenir. Bazı durumlarda aşırı ağrılı uzun iltihap çizgileri de yüzeyden görülür. Hastanın ateşi yükselir, bacağı şişer. Bu sorunlar ender olarak kol toplar damarında da ortaya çıkar.
Flebit bitkisel tedavisi
Bacak toplardamarlarında iltihap olarak bilinen flebit hastalığı, ağrı,
şişlik ve kızarıklık gibi semptomlarla varlığını belli eder. Bu rahatsızlığı
yaşıyor ve bir an evvelde bu sorundan kurtulmanın yollarını arıyorsanız
aşağıdaki bitkilerden yardım alabilirsiniz. Tabiatın eczanesinden flebiti tedavi
edecek kürler sizlerle;

Kür 1: Bir bardak kaynar suyun içine dört gram rezene koyup, on dakika beklemeye bırakın. Bu kürü günde iki üç bardak için. Rezeneyi aynı zamanda toz halindede kullanabilirsiniz. Toz haline getirilmiş olan rezeden günde birkaç defa 1 gr için.
Kür 2: Bir bardak kaynar suyun içine on gram ufalanmış huş ağacı püskülü, yaprağı, tomurcuğu konur ve süzülerek günde dört bardağa kadar içilebilir.
Kür 3: Bir bardak kaynar suyun içine on gram şahtere otu eklenir. On dakika demlemeye bırakılarak içilir. Bu kürü günde en fazla üç kere içebilirsiniz.
Kür 4: Bir bardak kaynar suyun içine on gram tavşan memesi kökü koyup on dakika demlemeye bırakın. Bal ile tatlandırarak günde en fazla üç kez içilir.
Kür 5: Bir bardak kaynar suyun içine on gram tıbbi kokulu yonca eklenir, on dakika demlemeye bırakılı ve günde iki bardak içilir.
Kür 6: Bir bardak kaynar suyun içine iki çay kaşığı kantarın ekleyin. 10 dakika demlemeye bırakarak günde iki bardak için.
Kür 7: Bir bardak kaynar suyun içine bir çay kaşığı at kestanesi ekleyip on demlemeye bırakın. Daha sonra günde iki üç kez için. At kestanesi toz halinde de kullanılabilir. Toz haline getirilen at kestanesi günde birkaç kez bir gram içilir.
Kür 8: Bir bardak kaynar suyun içine iki tutam papatya eklenir, kaynatılır ve lapa haline getirilerek sorunlu bölgenin üzerine konur. Papatya yağıda sorunlu bölgeye sürülebilir.
Kür 9: Bir bardak kaynar suyun içine yirmi gram melek otu konur. On dakikalım demlemenin ardından günde üç defa içilir.
Kür 10: Patates lapa haline getirilerek sorunlu bölgeye konur ve sarılır.
Flebit hastalığı bitkisel tedavi yöntemleri
Kür 1: Bir bardak kaynar suyun içine dört gram rezene koyup, on dakika beklemeye bırakın. Bu kürü günde iki üç bardak için. Rezeneyi aynı zamanda toz halindede kullanabilirsiniz. Toz haline getirilmiş olan rezeden günde birkaç defa 1 gr için.
Kür 2: Bir bardak kaynar suyun içine on gram ufalanmış huş ağacı püskülü, yaprağı, tomurcuğu konur ve süzülerek günde dört bardağa kadar içilebilir.
Kür 3: Bir bardak kaynar suyun içine on gram şahtere otu eklenir. On dakika demlemeye bırakılarak içilir. Bu kürü günde en fazla üç kere içebilirsiniz.
Kür 4: Bir bardak kaynar suyun içine on gram tavşan memesi kökü koyup on dakika demlemeye bırakın. Bal ile tatlandırarak günde en fazla üç kez içilir.
Kür 5: Bir bardak kaynar suyun içine on gram tıbbi kokulu yonca eklenir, on dakika demlemeye bırakılı ve günde iki bardak içilir.
Kür 6: Bir bardak kaynar suyun içine iki çay kaşığı kantarın ekleyin. 10 dakika demlemeye bırakarak günde iki bardak için.
Kür 7: Bir bardak kaynar suyun içine bir çay kaşığı at kestanesi ekleyip on demlemeye bırakın. Daha sonra günde iki üç kez için. At kestanesi toz halinde de kullanılabilir. Toz haline getirilen at kestanesi günde birkaç kez bir gram içilir.
Kür 8: Bir bardak kaynar suyun içine iki tutam papatya eklenir, kaynatılır ve lapa haline getirilerek sorunlu bölgenin üzerine konur. Papatya yağıda sorunlu bölgeye sürülebilir.
Kür 9: Bir bardak kaynar suyun içine yirmi gram melek otu konur. On dakikalım demlemenin ardından günde üç defa içilir.
Kür 10: Patates lapa haline getirilerek sorunlu bölgeye konur ve sarılır.
Yılancık hastalığı belirtileri
Vücudun herhangi bir bölgesinde oluşan yangı yılancık hastalığına sebep olan
yılancık mikrobunun vücut içerisine girmesini kolaylaştıran problemlerdendir.
Deri üzerinde oluşan iltihaplanmalardan içeri girerek çeşitli sıkıntılara mahal
veren yılancık mikrobu vücudun her yerinde ortaya çıkabilecek mikrobik bir
rahatsızlıktır. Amil adı verilen bu minik mikrop küçük bir yaradan ve sıyraktan
geçebilmektedir.

En çok yüz bölgesinde görüldüğünden dolayı yüz yılancığı olarak ta adlandırılan yılancık hastalığı, kırgınlık, yorgunluk, bitkinlik, baş ağrıları gibi belirtilerle başlamaktadır. Ardından bu belirtilere ateş yükselmesi de eklenir. Mikrobun girmiş olduğu bölgede hafif bir kızarıklık başlar ve bu kızarıklık zamanla daha da fazlalaşmaya ve genişlemeye başlar.
Yılancık mikrobunun girmiş olduğu bölgede görülen kızarıklıklar yılana benzer bir şekilde sınır çizdiğinden dolayı bu hastalığa yılancık hastalığı denmiştir. Kızaran bölgeye çıplak elle dokunulduğu zaman ağrı hissedilir. Ağrının yanı sıra elle dokunmalarda düzlük ve parlaklıkta oluşur. Yüzün şişmesi, dilin paslanmış gibi hissedilmesi iştahtan düşme gibi şikayetlerin hepsi yılancık hastalığı belirtileri arasındadır.
En çok yüz bölgesinde görüldüğünden dolayı yüz yılancığı olarak ta adlandırılan yılancık hastalığı, kırgınlık, yorgunluk, bitkinlik, baş ağrıları gibi belirtilerle başlamaktadır. Ardından bu belirtilere ateş yükselmesi de eklenir. Mikrobun girmiş olduğu bölgede hafif bir kızarıklık başlar ve bu kızarıklık zamanla daha da fazlalaşmaya ve genişlemeye başlar.
Yılancık mikrobunun girmiş olduğu bölgede görülen kızarıklıklar yılana benzer bir şekilde sınır çizdiğinden dolayı bu hastalığa yılancık hastalığı denmiştir. Kızaran bölgeye çıplak elle dokunulduğu zaman ağrı hissedilir. Ağrının yanı sıra elle dokunmalarda düzlük ve parlaklıkta oluşur. Yüzün şişmesi, dilin paslanmış gibi hissedilmesi iştahtan düşme gibi şikayetlerin hepsi yılancık hastalığı belirtileri arasındadır.
Yılancık hastalığı tedavisi
Amil adı verilen bir çeşit mikrobun deride oluşan yara veya sıyrıklardan
vücut içine girmesi sonucu husule gelen yılancık hastalığı
çeşitli belirtilerle kendini göstermektedir. Yılancık hastalığı
belirtileri başlıklı makalemizde hastalığın belirtileri
hakkında detaylı bilgiler bulabilirsiniz. Yılancık hastalığından kaynaklı
şikayetleri en aza indirmek ve yılancık hastalığının nasıl tedavi edildiğini
öğrenmek için doğru adrestesiniz.

Yılancık hastalığından kurtulmanın en etkili yollarından bir tanesi cerahat yapan enfeksiyonları iyileştirici özellikte olan sulfamid ile penicilin ilaçlarıdır. Sulfamid ile penicilin ilaçları yılancık hastalığı tedavisi için uzun bir süredir kullanılmakta ve hastalığı en kısa sürede iyileştirmektedir.
Yılancık hastalığına yakalanan kişilerin bol bol istirahat etmeleri gerekir. Cilt üzerinde büyüyen yaraların ağrılarını azaltmak için yumuşatıcı merhemler sürülebilir veya ağrı kesici ateş düşürücü ilaçlar alınabilir.
Yılancık hastalığından korunma yolları
Yılancık hastalığından kurtulmanın en etkili yollarından bir tanesi cerahat yapan enfeksiyonları iyileştirici özellikte olan sulfamid ile penicilin ilaçlarıdır. Sulfamid ile penicilin ilaçları yılancık hastalığı tedavisi için uzun bir süredir kullanılmakta ve hastalığı en kısa sürede iyileştirmektedir.
Yılancık hastalığına yakalanan kişilerin bol bol istirahat etmeleri gerekir. Cilt üzerinde büyüyen yaraların ağrılarını azaltmak için yumuşatıcı merhemler sürülebilir veya ağrı kesici ateş düşürücü ilaçlar alınabilir.
Yılancık hastalığından korunma yolları
- Cildinizin temizliğine ihtimam gösterin.
- Tüyler kopartılmamalıdır.
- Sivilceler tırnaklanmamalıdır.
- Deri üzerinde açılan sıyrıklar yılancık mikrobunun yuvası olduğundan bu önerileri dikkate almalısınız.
Deride kızarıklık nedenleri
Ciltte kızarıklık toplumumuzun yaşadığı sık sorunlar arasında yer aldığı için
deride kızarıklık nedenleri hakkında geniş bir araştırma yaparak sebeplerini
sizlerle paylaşmak istedik. Deride ortaya çıkan kızarıklık bazen geçici bazen de
kalıcı olabiliyor. Deri kızarmasında rol oynayan sebepler ise şöyledir;

Deride kızarıklık görülmesinin çeşitli deri hastalıklarından kaynaklanma ihtimali vardır. Bunun yanı sıra deride kızarıklık sebepleri kişinin duygusal değişimi de olabilir. Öfke, utanma, sevinç, korku gibi duygu değişimleri deride kızarıklığa yol açan sebeplerdendir. Duygusal değişiklikte kaynaklı deri kızarmaları daha çok yüz ve boyun bölgesinde ortaya çıkar. Bunun nedeni ise reflekslerin etkisinden ötürü kılcal damarların genişlemesi ve o bölgeye daha çok kan gitmesidir.
Hormonların düzensiz çalışması da deride kızarıklığa yol aça sebepler arasındadır. Daha çok yumurtalık ve hipofiz hormonlarında ortaya çıkan düzensizlikler kızarıklığa neden olur. yemek sonrası görülen deri kızarıklıkların sebebi ise sindirimle alakalı sinirsel reflekslerdir
Deride kızarıklık görülmesinin çeşitli deri hastalıklarından kaynaklanma ihtimali vardır. Bunun yanı sıra deride kızarıklık sebepleri kişinin duygusal değişimi de olabilir. Öfke, utanma, sevinç, korku gibi duygu değişimleri deride kızarıklığa yol açan sebeplerdendir. Duygusal değişiklikte kaynaklı deri kızarmaları daha çok yüz ve boyun bölgesinde ortaya çıkar. Bunun nedeni ise reflekslerin etkisinden ötürü kılcal damarların genişlemesi ve o bölgeye daha çok kan gitmesidir.
Hormonların düzensiz çalışması da deride kızarıklığa yol aça sebepler arasındadır. Daha çok yumurtalık ve hipofiz hormonlarında ortaya çıkan düzensizlikler kızarıklığa neden olur. yemek sonrası görülen deri kızarıklıkların sebebi ise sindirimle alakalı sinirsel reflekslerdir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder